D21 GÜNCEL

Elon Musk evden çalışmayı kaldırıyor: Verimlilik odaklı yeni dönem başlıyor

D21 Türkiye Yerel Haber

Alanya Yolu’nda felaket! Kuruyemiş yüklü araç küle döndü

D21 GÜNCEL

Teğmenlerin kılıçlı yemini | MSB kaynakları: İkaza rağmen planlı disiplinsizlik yapıldı

D21 SPOR

Malatya Stadyumu deprem sonrası kapılarını açıyor

BÖLGE HABER D21 Türkiye Yerel Haber

Çene Kemiğinden Kanser Tespit Edilebiliyor!

D21 Türkiye Yerel Haber

Elazığ’da Kahvehane Saldırısı: Okey Oynarken Pompalı Tüfekle Vuruldu

D21 Türkiye Yerel Haber

Samsun’da lokantada olay! İl dışından gelmiş

D21 Türkiye Yerel Haber

MSKÜ ile Türkiye Beyazay Derneği arasında ‘Engelsiz Üniversite’ protokolü

D21 DiYARBAKIR YEREL HABER

Diyarbakır’da meyan şerbeti kepenk kapattı

D21 DiYARBAKIR YEREL HABER

Diyarbakır’dan fırsatçılara tepki

D21 DiYARBAKIR YEREL HABER

Eğil anlamlı etkinliğe ev sahipliği yaptı

D21 DiYARBAKIR YEREL HABER

Narin Güran’ın kıl ve saç örnekleri adli tıp raporunda yetersiz incelendi

D21 EKONOMI

Arçelik’ten İtalya’daki operasyonlarına dair açıklama

D21 EKONOMI

10 ayda yüzde 64 arttı: Türkiye’de elektrikli otomobil sayısında son tablo!

D21 Turizm

TUI CEO Sebastian Ebel: “Türkiye’de büyük bir güç ve potansiyel görüyoruz”

D21 Turizm

Hakan Aran: “Turizmcilerimize yardımcı olacağız”

D21 SAĞLIK

Hemşire Selen’in Şüpheli Ölümünde Yenidoğan Çetesi Bağlantısı Çıktı!

D21 SAĞLIK

Yenidoğan Çetesinde Doktor ve Hemşirenin Aşk Skandalı Ortaya Çıktı!

D21 DÜNYA POLiTiKA & SiYASET

Uluslar Ligi’nde play-off, çeyrek ve yarı final kuraları yarın çekilecek

D21 DÜNYA POLiTiKA & SiYASET

Visa ve Mastercard hakkında rekabet soruşturması açıldı

Zekât sevginin eyleme dönüşmüş halidir

Zekât sevginin eyleme dönüşmüş halidir

KAYNAK: KARAR GAZETESİ

Zekât İslâm’a mahsus bir ibadettir. Bütün dinlerde yardımlaşma teşvik edilmiştir; ancak sadece bizim dinimizde zekât denilen yardımlaşma zorunlu bir ibadet olarak konmuş; kimlere farz olduğu, ne tür mallardan, ne zaman, kimlere, ne kadar verileceği gibi hükümleri ayrıntısıyla belirlenmiştir. Bir Müslüman bütün ibadetler gibi zekâtı da öncelikle kendisine nimetler ihsan eden Rabbine şükran borcu olarak eda eder; ayrıca zekât vererek diğer kardeşlerine kalbinde hissettiği sevgi ve merhameti eyleme

Bir Müslüman bütün ibadetler gibi zekâtı da öncelikle kendisine nimetler ihsan eden Rabbine şükran borcu olarak eda eder; ayrıca zekât vererek diğer kardeşlerine kalbinde hissettiği sevgi ve merhameti eyleme dönüştürmüş olur.

MUSTAFA ÇAĞRICI

Önceki yazımda bugünkü konumun zekât olacağını yazmıştım. Zekâtla ilgili fıkhî hükümlerden bahsetmeyeceğim. Bu konuda ilmihallerde yeterli bilgi verilmektedir. Ayrıca zekât hakkında fetva sorma ihtiyacı duyanların yapmaları gereken en doğru şey, seyyar satıcılar gibi rastgele kimselere sormak yerine, ilmî ve idarî bakımdan yetkili ve sorumlu konumda olan il veya ilçe müftüleriyle yahut fetva görevlileriyle görüşmeleridir.

 

Konunun fıkhî boyutuyla ilgili şu kadarını belirtelim ki, fıkıh dilinde nisap denilen belli miktara ulaşmış malın veya paranın üzerinden bir yıl geçince 1/40 oranında zekât verilmesi farzdır. Dolayısıyla zekâtın mutlaka Ramazanda verilmesi gerekmez. Ancak, Ramazan ayı hayır ayı olduğu, ayrıca bir kolaylık da sağladığı için zekâtı bu ayda vermek gelenek olmuştur.

Zekât -Peygamber efendimizin benzetmesiyle- İslâm binasının üzerine kurulduğu beş ana sütundan biridir. ‘İslam’ın şartları’ diye bilinen bu sütunlardan ilki imanla ilgili olup, “Şahitlik ederim ki Allah’tan başka tanrı yoktur; yine şahitlik ederim ki Muhammed (a.s.) O’nun kulu ve resulüdür” manasındaki ‘kelime-i şehade’i diliyle söylemek, kalbiyle tasdik etmektir. İslam’ın diğer dört şartı ise şu temel ibadetlerdir: Namaz, oruç, zekât ve hac. Namaz ve oruç bedenî ibadet, zekât malî ibadet, hac ise hem bedenî hem malî ibadettir.

Zekât İslâm’a mahsus bir ibadettir. Bütün dinlerde hayır yapma, yardımlaşma teşvik edilmiştir; ancak –bildiğim kadarıyla- sadece bizim dinimizde zekât denilen yardımlaşma zorunlu (farz) bir ibadet olarak konmuş; kimlere farz olduğu, ne tür mallardan, ne zaman, kimlere, ne kadar verileceği gibi uygulamaya ilişkin hükümler ayrıntısıyla belirlenmiştir.

Bir Müslüman bütün ibadetler gibi zekâtı da öncelikle kendisine nimetler ihsan eden Rabbine şükran borcu olarak eda eder; ayrıca zekât vermek suretiyle diğer kardeşlerine karşı kalbinde hissettiği sevgi ve merhameti eyleme dönüştürmüş olur.

HZ. ÖMER GAYRİMÜSLİMLERE DE VERİLMESİNİ TEŞVİK ETMİŞTİR: Kur’an’da şöyle buyrulur:
“Sadakalar (zekât gelirleri) ancak şunlara verilir: Yoksullar (fukarâ), düşkünler (mesâkîn), zekâtların toplanmasında görevli olanlar (âmilîn), kalpleri kazanılacak olanlar, azat edilecek köleler, borçlular, Allah yolunda (çalışanlar) ve yolda kalmışlar. İşte Allah’ın kesin buyruğu budur…” (Tevbe 9/60).

Bu ayette sıralananlara fıkıhta ‘zekâtın sarf yerleri (masraf)’ denir. Ayet metnindeki ‘fukarâ’ ve ‘mesâkîn’ kelimeleri birbirine hayli yakın anlamlar içerir. Hz. Ömer’in ayetle ilgili iki anlayışı ve uygulaması metne açıklık getirici mahiyettedir. Hz. Ömer ayet metnindeki ‘fukarâ’yı Müslüman fakirler, ‘mesâkîn’i de ‘gayrimüslim muhtaç vatandaşlar’ olarak yorumlamıştır. Kendisi de bu yorumu uygulamış, Yahudi ve Hıristiyanlardan muhtaç vatandaşlara yardım yapılması, maaş bağlanması talimatını vermiştir.

Ne var ki, Tâbiîn neslinin önde gelen âlimlerinden İkrime (ö. 105/723) ile İmam Âzam’ın öğrencilerinden İmam Züfer (ö. 158/775) dışındaki fukaha Hz. Ömer’in bu insancıl yorumuna katılmamışlar, uygulamalar da onların daraltıcı görüşleri yönünde oluşmuştur. Son dönem âlimlerinden Muhammed Hamîdullah, Le saint Coran adlı mealinde konumuz olan ayetin mealine düştüğü notta Hz. Ömer ile (Abdullah) İbn Abbas’ın ayetteki ‘fukarâ’yı Müslüman fakirler, ‘mesâkîn’i de gayrimüslim yoksul vatandaşlar olarak yorumladıklarını hatırlatır. Aynı âlim, İslam’ın Hukuk İlmine Yardımları adlı eserde ise kelimenin Sâmî filolojisindeki kök anlamının ve Hammurabi Kanunu’ndaki bir kullanımın Hz. Ömer’in yorumunu desteklediğini belirtir.

Hz. Ömer’in ikinci yorumu, aynı ayetin metnindeki “kalpleri kazanılacak olanlar” diye çevirdiğimiz “el-müellefetü kulûbühüm” ile ilgilidir. Hz. Peygamber’in vefatından en fazla 2,5 yıl sonra, Hz. Ebû Bekir Halife iken, Ömer şartların değiştiğini, artık Müslümanların güçlendiğini, dolayısıyla ayetteki bu kısmın uygulanmasına ihtiyaç kalmadığını belirtmiş, sonraki uygulama da Hz. Ömer’in görüşü istikametinde oluşmuştur. Ancak Hz. Ömer’in bu yol gösterici gerekçesi bu uygulamayla sınırlı kalmış; lafızcı/dogmatik gelenek, bu gerekçenin genel bir yöntem haline gelmesine izin vermemiştir.

Diyar21Haber

Kandilli son depremler listesi için TIKLAYIN

AFAD son depremler listesi için TIKLAYIN

DEPREM iLE iLGiLi HABERLER - TIKLA ve OKU

Leietaker- og utleierspenninger eskalerer i…

Leietaker- og utleierspenninger eskalerer i Alanya: overraskende krav I Alanya…

  Kasım 10, 2024

Nordmann bosatt i Alanya funnet…

Nordmann bosatt i Alanya funnet død i sitt hjem En…

  Kasım 4, 2024

En safarisjåfør som ikke blir…

En safarisjåfør som ikke blir lei av Alanya Mens safarisjåføren…

  Kasım 4, 2024

Forferdelig ulykke i Alanya: Kvinne…

Forferdelig ulykke i Alanya: Kvinne dør mens hun prøver å…

  Kasım 2, 2024

Alanya opplever sin verste sesong:…

Verste sesong: Handelsmenn vil slutte i jobben! Det eneste håpet…

  Ekim 10, 2024

Gendarmeri-sjåfører i Alanya tilga ikke

Gendarmeri-sjåfører i Alanya tilga ikke I søknaden utført av gendarmeriet…

  Eylül 20, 2024

Upassende bilde på Alanya Ulaş-stranden

Upassende bilde på Alanya Ulaş-stranden En hendelse som fant sted…

  Eylül 20, 2024

2 turister på den veltet…

2 tyske turister på den veltet motorsykkel ble skadet I…

  Eylül 5, 2024