Yenidoğan Çetesi Davasında Doktor İlker Gönen: ‘Bebek Katili Olarak Suçlanıyorum’
Bebek ölümleriyle ilgili iddialar karşısında ağır bir şekilde suçlandığını söyleyen Gönen, “Bir kere alnımıza ‘bebek katili’ yazdılar. Bu utanç verici suçlamalarla karşı karşıyayım. Suçlandığım beş bebekle ilgili tüm tıbbi süreçleri açıklamaya hazırım” dedi.
“Danışman Hekim Olarak Çalışıyordum’’
Savunmasında, Medisense adlı firma aracılığıyla özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde danışman hekim olarak çalıştığını ifade eden Gönen, “2022 yılının Temmuz ayında bu firmada çalışmaya başladım. Yenidoğan ünitelerinde doktor ve hemşire eksikliğini gidermek için çalışıyorduk. Ancak 2023 Kasım ayında kamu hastanesine geri dönmek istediğim için ayrıldım. Bu süreçte herhangi bir yasa dışı faaliyette bulunmadım” dedi.
Gönen, yenidoğan ünitelerinde yaşanan yer bulma sıkıntısının kamu hastanelerindeki yatak kapasitesinin yetersizliğinden kaynaklandığını belirterek, “İstanbul Avrupa Yakası’nda yaklaşık 9 bin doğum gerçekleşirken kamu hastanelerindeki kuvöz kapasitesi sadece 1.500. Bu koşullar altında hasta sevk süreçleri oldukça zorlu oluyor” ifadelerini kullandı.
“5 Bebek Ölümünde Haksız Suçlamalar”
Doktor Gönen, savunmasının devamında beş ayrı bebek ölümüyle ilgili detayları açıkladı:
– Bebek Karakoç: “Bebeğin boğazına mama kaçtığı ve ölümüne neden olduğu iddia ediliyor. Ancak bebek 64 gün yoğun bakımda kaldı. Yenidoğan yoğun bakım hekimleri varken bu süreçte benim sorumlu tutulmam mantıksız.”
– Mehmet Muhammet Bebek: “Ötenazi yaptırmakla suçlanıyorum. Ancak bebeğin başındaki doktorlar iki saat boyunca müdahale etmiş. Bana ‘hastayı kaybettik’ dediler. İddialar gerçek dışı.”
– Bebek Kadan: “Akciğer patlaması olduğu ve bunu söylemediğim öne sürülüyor. Ancak tıbbi raporlar akciğer patlamasını doğrulamıyor. Ultrason raporlarına dayanarak suçlanıyorum, bu da tıbbi gerçeklerden uzak.”
Diğer bebek ölümleriyle ilgili olarak da Gönen, suçlamaların dayanağı olan tıbbi belgelerin eksik ya da yetersiz olduğunu vurguladı. “Her şey tape kayıtlarına dayandırılıyor ama tape’ler tıbbi bir değerlendirme yerine kullanılamaz” dedi.
“Adli Tıp ve Tıbbi Belgeler Yetersiz”
Gönen, dosyada yer alan adli tıp raporlarının eksikliğine dikkat çekti. “Otopsi raporları olmadan suçlanıyorum. Bebek ölümlerinde tıbbi hataların değerlendirilmesi gerekirken, tapelere dayanarak savcıya sunulan yorumlarla yargılanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Bebek Karakoç örneğinde olduğu gibi, bir hemşirenin ‘Mama kaçtı herhalde’ dediği bir konuşma bile iddiaların temel dayanağı yapılmış. Tıbbi evrak eksik, süreçlerin nasıl işlendiği göz ardı ediliyor” diye ekledi.
“Bebek Katili Olarak Yaftalandım”
Savunmasında, sosyal medyada yer alan haberlerin yargılamayı etkilediğini belirten Gönen, “Dava dosyasındaki bilgiler medyada çarşaf çarşaf yayımlanıyor ama avukatlarıma bile ulaşmıyor. Adalet, tıbbi ve hukuki delillerle sağlanmalı, basın ya da sosyal medyada yapılan linçlerle değil” dedi.
“Ben burada yalnızca tıbbi süreçlere dayalı bir savunma yapıyorum. Ancak alnıma ‘bebek katili’ yaftası yapıştırıldı. Otopsi raporları, hasta dosyaları ve tıbbi belgeler olmadan hakkımda hüküm veriliyor” diyerek sözlerine devam etti.
“Tıbbi Hatalar Suçlamalarla Karıştırılıyor”
Doktor Gönen’in avukatı ise, savunmasında tıbbi belgelerin önemine dikkat çekti. “10 bebek ölümüyle ilgili davada tek bir otopsi raporu bile yok. Ancak müvekkilim tıbbi hatalardan öte, kasıtlı bir suç işlemekle itham ediliyor. Bu dava adaletin sağlanmasından çok medyanın yönlendirmesiyle şekilleniyor” dedi.
Avukat, İstanbul Tabip Odası ve diğer meslek örgütlerinin davadaki hekimlere destek vermediğini belirterek, “Bu dava, yalnız bırakılan hekimlerin dramını gözler önüne seriyor. Müvekkilime ‘bebek katili’ denilerek bir linç kampanyası yürütülüyor. Tıbbi süreçler değerlendirilmeden hüküm veriliyor” diye konuştu.
Kaynak: saglikpersonelihaber.net