Üst Düzey Maçlara Doğru
Üst Düzey Maçlara Doğru
Almanya24 Avrupa Şampiyonası tüm hızıyla devam ediyor. Grup maçları geride kaldı. Eşleşmeler belli oldu. Aşağı yukarı kâğıt üzerindeki takımlar öyle veya böyle bir şekilde yoluna devam ediyor. Anormal bir durum yaşanmaz iken son gün gece maçlarından sürpriz sonuç geldi ve 3-1 yendiğimiz Gürcistan, Portekiz’i 2-0’la geçti. Adını 16 Turuna yazdırdı.
Grup maçlarının en istikrarlı takımı şüphesiz İspanya idi. 3’te 3 yaptı. Son karşılaşmada liderliği garantilediği için kadroda rotasyona giden İspanya tecrübeli ve teknik isimleriyle puanını 9 yaptı. Turnuvanın ev sahibi ile birlikte en pozitif futbolunu oynayan ülkelerin başında geldi. İspanya’nın bir üst turdaki rakibi turnuvaya Play-Off’larda Yunanistan’ı eleyerek ilk kez katılma hakkı elde eden ve oynadığı göze hoş gelen futboluyla renk katan Gürcistan oldu.
Ev sahibi Almanya kadro ve oynadığı taktik istikrarı ile adından söz ettirdi. Oyun içinde İlkay ve Kimmich gibi isimlerin orta sahayı parsellemesi ve oyuna katkıları, Fülkurg’un oyuna sonradan girip attığı golleri Panzerleri liderliğe taşıdı. Almanya bir üst turda takım oyununa ve disipline sadık kalan Danimarka ile eşleşti. Öyle sanıyorum bu turda İsviçre-İtalya, Fransa-Belçika maçlarından sonra üst düzey bir karşılaşma olarak gösterilecektir.
Portekiz-Slovenya, İngiltere-Slovakya ve Romanya-Hollanda bu turun diğer skorları merak edilen karşılaşmaları olacaktır. Slovenya ve Slovakya’nın bu çıkışları asla tesadüfi değildir. İki ülke de bağımsızlıklarını ilan ettiği toprakların futbol ekolünü yeniden oyunlarına yansıtmaya başladı. Slovaklar, Çekoslavakya, Slovenler ise Yugoslavya izleri taşıyan kaliteli futbollarıyla ön plana çıktı. İleriki turnuvalarda da futbolda ekol haline gelmiş bu ülkelerin başarılarından yine söz edebiliriz.
E Grubu için ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Tüm takımlar 4’er puanla tamamladı. Yani grup sonuncusu ile liderinin aynı puanı vardı. Hayat ve futbol ne garip değil mi? Ukrayna 4 puanla turnuva dışı kaldı. Slovenya 3 puanla en iyi üçüncüler arasında yer aldı. Bana göre bir turnuvada bu tip durumlarda turnuva konseyi toplanmalı ve bu adaletsizliği bir maç daha yaptırarak gidermelidir. Ya da bir sonraki turnuvalarda bu haksızlığı tamamen ortadan kaldırabilecek bir format hazırlanmalıdır.
Gürcistan-Portekiz ve Türkiye-Çekya maçlarına gelince… Gürcistan’ın Portekiz’i yenebileceğini maç öncesi futbolu yakından takip ederler ile konuşurken dile getirmiştim. Ya da tam tersi. Portekiz rotasyona gidip maçta çok fazla kendini yormayacak ve Gürcistan’a yenilecekti. Nitekim de öyle oldu. Gürcistan golcü oyuncusu Mikautadze ve Napoli’de top koşturan yıldız ismi Kvaratshkella’nın golleriyle gruptan çıkmayı bildi. Biz ise Çekya karşısında da yine şans torbasından çekmeye devam ettik.
Size söylemiştim skor yazarı olmadım. Skor yazarlığını da sevmem. Gürcistan maçı 3-1 bitti. Fakat ılk defa böyle bir turnuvaya katılan bir ülke takımı karşısında zor anlar yaşamıştık. Şu anda turnuvanın gol kralı Mikautadze bize de bir gol atmasına rağmen arkadaşlarının gol vuruşları öncesinde toplara karışmış ve hatta attığı golden daha net gol pozisyonlarını da harcamıştı. 2 topları direkten dönmüştü.
Haber Devam Ediyor / Detayli Bilgi
Portekiz karşısında ise rezil bir futbol oynamış ve acayip bir kadro ile mücadele etmiştik. Çekya maçı öncesi moraller bozuk, suratlar asıktı. Birlik olmalıyız, zoru başarmalıyız dedik. Hep destek tam destek verdik. Yine birkaç değişik isimle ilk kadroya döndük. Yine Portekiz maçında olduğu gibi ilk 10 dakika gücümüz var iken rakip kaleye yüklendik. Portekiz gibi Çekya da maça ortak olurken, rakip ikinci sarı kartı görerek 10 kişi kaldı. Şans torbasından yine çekmiştik.
Çekler 10 kişi kalmasına rağmen 75 dakika bir eksik oynamasına rağmen, maç içinde bu eksiklik hiç belli olmuyordu. Bu durum bizim ne oyunumuza ne de skorumuza yansıyordu. Çekler, üstün olduğu hava hâkimiyeti ile duran toptan bir gol bulabilse ki, bunun örneklerini zaman zaman kalemizde yaşadık. Diğer maçtan gelen skor neticesinde biz rakibimiz Avusturya derken turnuva dışı kalıyor olacaktık. Aklıma Fransa98 Dünya Kupası Finalleri grup maçları geldi. Brezilya grubunda ilk iki maçı kazanarak grup liderliğini garantilemiş idi. İkincilik için Norveç ile Fas mücadele veriyordu. Fas göze hoş futbolu ile turnuvaya renk katmıştı. Herkes Norveç’in Brezilya’ya takılacağı görüşündeydi. Fakat öyle olmadı. Norveç Brezilya’yı 2-1 yendi.
Norveç’in bayrağındaki haç Fas’a galip gelmişti. Dönelim günümüze, dediğim gibi eğer Çekler 10 kişi kalmasaydı, hiç kimse mavi boncuk dağıtmasın ben bir dost spor yazarı olarak söylüyor ve yazıyorum Çekya bizi yenecekti. Biz de acaba en iyi üçüncü oluruz derken diğer maçtan gelen skor ile yıkılacaktık. Yani yine haç galip gelecekti. Portekiz ve Gürcistan bayraklarına bakın ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Tabi biz de oynadığımız futbol skor ile örtüşüyor mu ona bakmak gerek. Öyle veya böyle bir şekilde biz de adımızı üst tura yazdırdık. Sırf bireysel yetenekli isimlerimizin zaman zaman yaptığı becerikli vuruşlar ile Avusturya’ya rakip olduk.
Kaç zamandır bekliyorduk. Çünkü Avusturya oynadığımız hazırlık maçında bizim fiyakamızı çok kötü bozmuştu. Aslında bize bir mesaj da vermişti. Fakat biz ülke olarak böyle mesajları almıyor, algılamıyoruz. Çünkü bizim böyle mesajlara karnımız tok. Rakibimiz Avusturya bana göre turnuvanın en pozitif, kolektif futbolunu oynayan ve bunu skora yansıtan bir takım. Bizim Çocuklar listesinde sadece Ferdi, Barış ve Hakan göze batan ismler. Mücadele eden, tüm herşeyi ortaya koyan isimler. Kenan ve Arda yalnızca ofansif oyunda varlar. Mertler oyunda bir var bir yoklar. Samet ve Abdülkerim de keza öyle. Aman diyorum. Bizim çocukları fazla hırpalamak istemiyorum. Çekya maçını unutalım, Avusturya’ya iyi hazırlanalım. Bu eleme maçıdır. Taktiği ona göre kuralım. Futbolcular size söylüyorum, Montella sen anla!
Haber Devam Ediyor / Detayli Bilgi
Bu turdan sonra gerçek maçlar güzel karşılaşmalar ve eşleşmeler bizleri bekliyor olacak. Tabi bunlar hep kağıt üzerinde masa başı haberi olarak yazıyorum. İspanya-Almanya, Portekiz-Fransa çeyrek finalde karşı karşıya gelebilirler. Eleşme ağacının diğer dalından da İngiltere-İtalya ya da İngiltere-İsviçre çeyrek finali bizi bekliyor olabilir. Hollanda-Türkiye ya da Hollanda-Avusturya çeyrek finalin bir başka maçı olabilir.
Ev sahibi Almanya daha bir zorlu takım ve maçların ardından finale gelebilir mi? İngiltere’nin final yolu ise daha bir kolay mı? Ne dersiniz, 1966’nın rövanşı beklenen final Almanya-İngiltere maçı bu kez gerçekleşebilir mi?
Bekleyelim, görelim. Almanya24 Avrupa Şampiyonası tüm hızıyla devam ediyor. Grup maçları geride kaldı. Eşleşmeler belli oldu. Aşağı yukarı kâğıt üzerindeki takımlar öyle veya böyle bir şekilde yoluna devam ediyor. Anormal bir durum yaşanmaz iken son gün gece maçlarından sürpriz sonuç geldi ve 3-1 yendiğimiz Gürcistan, Portekiz’i 2-0’la geçti. Adını 16 Turuna yazdırdı.
Grup maçlarının en istikrarlı takımı şüphesiz İspanya idi. 3’te 3 yaptı. Son karşılaşmada liderliği garantilediği için kadroda rotasyona giden İspanya tecrübeli ve teknik isimleriyle puanını 9 yaptı. Turnuvanın ev sahibi ile birlikte en pozitif futbolunu oynayan ülkelerin başında geldi. İspanya’nın bir üst turdaki rakibi turnuvaya Play-Off’larda Yunanistan’ı eleyerek ilk kez katılma hakkı elde eden ve oynadığı göze hoş gelen futboluyla renk katan Gürcistan oldu.
Ev sahibi Almanya kadro ve oynadığı taktik istikrarı ile adından söz ettirdi. Oyun içinde İlkay ve Kimmich gibi isimlerin orta sahayı parsellemesi ve oyuna katkıları, Fülkurg’un oyuna sonradan girip attığı golleri Panzerleri liderliğe taşıdı. Almanya bir üst turda takım oyununa ve disipline sadık kalan Danimarka ile eşleşti. Öyle sanıyorum bu turda İsviçre-İtalya, Fransa-Belçika maçlarından sonra üst düzey bir karşılaşma olarak gösterilecektir.
Portekiz-Slovenya, İngiltere-Slovakya ve Romanya-Hollanda bu turun diğer skorları merak edilen karşılaşmaları olacaktır. Slovenya ve Slovakya’nın bu çıkışları asla tesadüfi değildir. İki ülke de bağımsızlıklarını ilan ettiği toprakların futbol ekolünü yeniden oyunlarına yansıtmaya başladı. Slovaklar, Çekoslavakya, Slovenler ise Yugoslavya izleri taşıyan kaliteli futbollarıyla ön plana çıktı. İleriki turnuvalarda da futbolda ekol haline gelmiş bu ülkelerin başarılarından yine söz edebiliriz.
E Grubu için ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Tüm takımlar 4’er puanla tamamladı. Yani grup sonuncusu ile liderinin aynı puanı vardı. Hayat ve futbol ne garip değil mi? Ukrayna 4 puanla turnuva dışı kaldı. Slovenya 3 puanla en iyi üçüncüler arasında yer aldı. Bana göre bir turnuvada bu tip durumlarda turnuva konseyi toplanmalı ve bu adaletsizliği bir maç daha yaptırarak gidermelidir. Ya da bir sonraki turnuvalarda bu haksızlığı tamamen ortadan kaldırabilecek bir format hazırlanmalıdır.
Haber Devam Ediyor / Detayli Bilgi
Gürcistan-Portekiz ve Türkiye-Çekya maçlarına gelince… Gürcistan’ın Portekiz’i yenebileceğini maç öncesi futbolu yakından takip ederler ile konuşurken dile getirmiştim. Ya da tam tersi. Portekiz rotasyona gidip maçta çok fazla kendini yormayacak ve Gürcistan’a yenilecekti. Nitekim de öyle oldu. Gürcistan golcü oyuncusu Mikautadze ve Napoli’de top koşturan yıldız ismi Kvaratshkella’nın golleriyle gruptan çıkmayı bildi. Biz ise Çekya karşısında da yine şans torbasından çekmeye devam ettik.
Size söylemiştim skor yazarı olmadım. Skor yazarlığını da sevmem. Gürcistan maçı 3-1 bitti. Fakat ılk defa böyle bir turnuvaya katılan bir ülke takımı karşısında zor anlar yaşamıştık. Şu anda turnuvanın gol kralı Mikautadze bize de bir gol atmasına rağmen arkadaşlarının gol vuruşları öncesinde toplara karışmış ve hatta attığı golden daha net gol pozisyonlarını da harcamıştı. 2 topları direkten dönmüştü.
Portekiz karşısında ise rezil bir futbol oynamış ve acayip bir kadro ile mücadele etmiştik. Çekya maçı öncesi moraller bozuk, suratlar asıktı. Birlik olmalıyız, zoru başarmalıyız dedik. Hep destek tam destek verdik. Yine birkaç değişik isimle ilk kadroya döndük. Yine Portekiz maçında olduğu gibi ilk 10 dakika gücümüz var iken rakip kaleye yüklendik. Portekiz gibi Çekya da maça ortak olurken, rakip ikinci sarı kartı görerek 10 kişi kaldı. Şans torbasından yine çekmiştik.
Çekler 10 kişi kalmasına rağmen 75 dakika bir eksik oynamasına rağmen, maç içinde bu eksiklik hiç belli olmuyordu. Bu durum bizim ne oyunumuza ne de skorumuza yansıyordu. Çekler, üstün olduğu hava hâkimiyeti ile duran toptan bir gol bulabilse ki, bunun örneklerini zaman zaman kalemizde yaşadık. Diğer maçtan gelen skor neticesinde biz rakibimiz Avusturya derken turnuva dışı kalıyor olacaktık. Aklıma Fransa98 Dünya Kupası Finalleri grup maçları geldi. Brezilya grubunda ilk iki maçı kazanarak grup liderliğini garantilemiş idi. İkincilik için Norveç ile Fas mücadele veriyordu. Fas göze hoş futbolu ile turnuvaya renk katmıştı. Herkes Norveç’in Brezilya’ya takılacağı görüşündeydi. Fakat öyle olmadı. Norveç Brezilya’yı 2-1 yendi.
Norveç’in bayrağındaki haç Fas’a galip gelmişti. Dönelim günümüze, dediğim gibi eğer Çekler 10 kişi kalmasaydı, hiç kimse mavi boncuk dağıtmasın ben bir dost spor yazarı olarak söylüyor ve yazıyorum Çekya bizi yenecekti. Biz de acaba en iyi üçüncü oluruz derken diğer maçtan gelen skor ile yıkılacaktık. Yani yine haç galip gelecekti. Portekiz ve Gürcistan bayraklarına bakın ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Tabi biz de oynadığımız futbol skor ile örtüşüyor mu ona bakmak gerek. Öyle veya böyle bir şekilde biz de adımızı üst tura yazdırdık. Sırf bireysel yetenekli isimlerimizin zaman zaman yaptığı becerikli vuruşlar ile Avusturya’ya rakip olduk.
Kaç zamandır bekliyorduk. Çünkü Avusturya oynadığımız hazırlık maçında bizim fiyakamızı çok kötü bozmuştu. Aslında bize bir mesaj da vermişti. Fakat biz ülke olarak böyle mesajları almıyor, algılamıyoruz. Çünkü bizim böyle mesajlara karnımız tok. Rakibimiz Avusturya bana göre turnuvanın en pozitif, kolektif futbolunu oynayan ve bunu skora yansıtan bir takım. Bizim Çocuklar listesinde sadece Ferdi, Barış ve Hakan göze batan ismler. Mücadele eden, tüm herşeyi ortaya koyan isimler. Kenan ve Arda yalnızca ofansif oyunda varlar. Mertler oyunda bir var bir yoklar. Samet ve Abdülkerim de keza öyle. Aman diyorum. Bizim çocukları fazla hırpalamak istemiyorum. Çekya maçını unutalım, Avusturya’ya iyi hazırlanalım. Bu eleme maçıdır. Taktiği ona göre kuralım. Futbolcular size söylüyorum, Montella sen anla!
Bu turdan sonra gerçek maçlar güzel karşılaşmalar ve eşleşmeler bizleri bekliyor olacak. Tabi bunlar hep kağıt üzerinde masa başı haberi olarak yazıyorum. İspanya-Almanya, Portekiz-Fransa çeyrek finalde karşı karşıya gelebilirler. Eleşme ağacının diğer dalından da İngiltere-İtalya ya da İngiltere-İsviçre çeyrek finali bizi bekliyor olabilir. Hollanda-Türkiye ya da Hollanda-Avusturya çeyrek finalin bir başka maçı olabilir.
Ev sahibi Almanya daha bir zorlu takım ve maçların ardından finale gelebilir mi? İngiltere’nin final yolu ise daha bir kolay mı? Ne dersiniz, 1966’nın rövanşı beklenen final Almanya-İngiltere maçı bu kez gerçekleşebilir mi?
Bekleyelim, görelim.
Kaynak: YeniDevir Read More
Kandilli son depremler listesi için TIKLAYIN
AFAD son depremler listesi için TIKLAYIN
DEPREM iLE iLGiLi HABERLER
CANLI SKOR