Savrulma
Savrulma
Türkiye’de insanlar, özellikle genç nesil, konuşulan ve yaşanan İslamcılığın gerçek İslâm olmadığını gördükleri için İslâm’dan uzaklaşıyorlar. Nasıl mı?
İslâm’ın bir kısmı İslâm’ın tamamıymış gibi sunulduğu için, özellikle din görevlileri İslâm’ı sadece konuştukları için insanlar İslâm’dan uzaklaşıyor. Özellikle sosyal medya mecralarında sarığı cübbeyi kuşanıp sakal bırakan her kişi yılların âlimi edasıyla hocacılık rolünde palavralar sıktığı için insanlar İslâm’dan uzaklaşıyor. Tarikat ve cemaatlerin her biri kendini Nuh’un gemisinde gördüğü için ve kendileri gibi düşünmeyenlerin cennetinin zor olduğunu ifade ettikleri için insanlar İslâm’dan uzaklaşıyor. Tarikât ve cemaatler haksızlık ve zulümlere sessiz kaldıkları ve sakal uzatmanın faziletlerini, sakalın boyunu tartıştıkları için insanlar İslâm’dan uzaklaşıyor. İtibarı en yüksek tarikat ve cemaatlerin bile kendi içinde birbirlerini yediklerini gördükleri için insanlar İslâm’dan uzaklaşıyor. Diyanet işleri başkanının hutbede israftan söz ederken, bindiği araçları, yaşadığı hayatı bambaşka olduğunu gördükleri için insanlar İslâm’dan uzaklaşıyor. Diyanet imamlarının iki cumada bir müftülük hizmetleri için para topladıkları halde, cami çevresindeki garip guraba ile ilgilenmedikleri için insanlar İslâm’dan uzaklaşıyor. Abdestli namazlı, eşleri başörtülü Müslüman ülke yöneticileri olduğu halde haksızlık ve hukuksuzlukların dağları aştığı için insanlar İslâm’dan uzaklaşıyor. Aynı yöneticiler adam kayırma, torpil, iltimas konularında tarih yazdıkları için insanlar İslâm’dan uzaklaşıyor. Aynı yöneticiler vatan, millet, bayrak, toprak hikâyeleri anlatırken, en ballı ihaleleri de götürmeyi ihmal etmedikleri için insanlar İslâm’dan uzaklaşıyor. Mevcut iktidar mensupları vatanı kendi tapulu malı olarak görüp kendileri gibi düşünmeyen herkesi vatana ihanetle suçladıkları için insanlar İslâm’dan uzaklaşıyor.
Diğer taraftan karşı cephede durum nasıl, bir de ona bakalım. Öncelikle karşı cephe diyorum, çünkü maalesef Türkiye’de artık milletimiz genelde iki cepheden oluşuyor. Adına ateist, Kemalist, şuist ya da buist deyin fark etmez, bu cephenin topunun buluşma noktası din düşmanlığından ziyade İslâm düşmanlığıdır. Gece gündüz yukarıda bahsettiğim grubun hatalarını gündem yapmakla uğraşırlar. İslâm’ın güzelliklerini, bilinçli Müslümanların yapıp ettiklerini hiç görmezler. Müslümanları putperestlikle itham ederler ama Atatürk’ün balmumu heykeli karşısında oturup ona dert yanmaktan da geri durmazlar. Aslında bu iki bağnaz grup sürekli kendi taraftarlarının saflarını sıklaştırma adına yobazlıkta çağları aşmışlardır.
İşte tam bu noktada durulması gereken yerin orta yol olduğunu hatırlamakta fayda var. Her zaman makul olanın yanında olmak, hiçbir konuda aşırıya gitmemek, uçlara savrulmamak en ideali olsa gerek. Akıl ve mantığın peşinde, düşünerek hareket etmek en güzeli. Eleştirel bir yaklaşımla sürekli kendimizi kontrol etmek, her insanın hatalı olabileceğini kabul etmek, yanlışlardan ders çıkarmak, her geçen günü kendimiz adına bir önceki günden daha verimli hale getirmek yeterli olacaktır. Aksi halde hareket edip de bir gün mutlaka saçmalamayan yoktur.
Kaynak: YeniDevir Read More
Latest posts by Diyar21Haber (see all)
- Kimlik numarasıyla zekâ arasındaki gizemli bağlantı - 27/12/2024
- Spotify Şarkı Sözleri Ekleme Nasıl Yapılır? - 27/12/2024
- Yangında kimler kurtulacak? - 27/12/2024