Ridley Scott “Napolyon” hakkında merak edilenleri paylaştı
Ridley Scott “Napolyon” hakkında merak edilenleri paylaştı
Yaşamı ve imparatorluğu sayısız tarihi incelemeye konu olan ikonik Fransız İmparator Napolyon Bonapart’ın büyüleyici hayatını anlatan Napolyon, efsanevi yönetmen Ridley Scott imzasıyla 24 Kasım’da beyazperdede seyirciyle buluşuyor. Destansı sahneleriyle olağanüstü bir aksiyon vadeden filmin yönetmeni ve yapım ekibi, Napolyon hakkında açıklamalarda bulundu.
Dünya onu yenmek için bir oldu!
Napolyon; Winston Churchill’den Friedrich Nietzsche’ye kadar kendisinden sonraki nesilleri etkilemiş bir imparator… Akademisyenler, politikacılar ve kendi tebaası tarafından hem eleştirilen hem de hayranlık duyulan bir karaktere sahip olan Napolyon gerek iktidara yükselişi gerekse sert ve stratejik askeri harekatları ile aynı zamanda oldukça kötü bir şöhrete sahiptir. Savaşta acımasız ve ülkesinde ise bir tiran olan Fransız imparator, sıfırdan gelip bir kurtarıcıya dönüşmesi sebebi ile tarihte liderlik yeteneğinin her toplumsal sınıftan gelebileceğini gösteren ilk kişilerdendir. Savaş alanındaki başarısıyla efsaneye dönüşen Napolyon’un, taktiksel dehası ve gaddarlık konusundaki şöhreti öylesine büyüktür ki dünya onu yenmek için Avrupa’da yedi farklı güç koalisyonuna ihtiyaç duyar. Ancak sevgilisi, karısı, imparatoriçesi olan Josephine’e olan saplantısı, en az savaşları kadar hayatında etkili olur.
“O, dünyayı değiştirdi!”
Bu askeri dehanın muazzam yükselişini, ikilemini ve psikolojisini çok az film yapımcısının gösterme fırsatı elde edeceğini söyleyen yönetmen Ridley Scott, bu etkileyici hikâyeyi uzun yıllardır beyazperdeye taşımak istediğini aktarıyor. Scott, “Tarihi dramayı tercih ediyorum çünkü tarih çok ilginç. Napolyonlu tarih modern tarihin başlangıcıdır. O, dünyayı değiştirdi; kurallar kitabını yeniden yazdı” diyor.
Napolyon’un bir film için son derece büyüleyici bir karakter olduğunu vurgulayan Scott, “Çünkü çoğumuz gibi, o da kendi kalbinin ve duygularının esiriydi. Hem inanılmaz bir stratejist hem muhteşem, sezgisel ve acımasız bir politikacı olması bir yana… Moskova’yı almaya giden böyle bir adamın nasıl olup da karısının Paris’te ne yaptığına kafayı takabildiği konusu beni büyüledi” diye konuşuyor.
Ödüllü yönetmen Scott’ın Napolyon’a ve döneme duyduğu hayranlık yönetmenliğe başladığı yıllara dek uzanıyor. Yönetmenin ilk sinema filmi olan “The Duellists” de Napolyon döneminde geçiyor. Napolyon karakterinin psikolojisini keşfetme fikrinin, onun destansı savaşlarını görselleştirmek kadar ilgisini çektiğini söyleyen Scott, konuşmasına şöyle devam ediyor: “Bence insanların Napolyon’a hâlâ hayran olmalarının nedenlerinden biri, onun çok karmaşık olması. Onun hayatını tanımlamanın kolay bir yolu yok. Neler olduğunu öğrenmek için bir biyografi okuyabilirsiniz ama bir sinemacı olarak beni ilgilendiren şey onun karakteriydi; tarihin ötesine geçip zihnine girmekti.”
Scott hikâyeyi Napolyon’un Josephine ile ilişkisi üzerinden anlatırken, zıtlıklar üzerine zıtlıklar eklediğini belirtiyor: “Sonunda gözyaşları içinde sızlanırken görüyoruz onu. Avrupa tahtına giden yolda kumandanlık ettiğini gördüğümüz adam, taktik dehası bu adam, koltuğunda yanındaki kadına tamamen aşık ve onsuz bir hiç olduğunu kabul eden küçük çaresiz bir adama dönüşmüş. Josephine’e yazdığı mektuplar komik derecede kaba ve çocukça, aşırı romantik ve hatta oldukça müstehcen. Napolyon bu kadına kesinlikle büyülenmişti. Josephine ise son kez ayrılmalarından sonra mektupları okumamış bile. Öldüğünde hepsi yatağının başucundaki çekmecede açılmamış halde duruyormuş.”
Dünyada Napolyon filmini çekebilecek kadar cesur çok fazla yönetmen yok!
Başarılı yönetmen Scott ile pek çok projede çalışmış olan filmin yapımcısı Mark Huffam ise Napolyon’un Ridley Scott’ın vizyonu, azmi, becerisi ve deneyimini gerektiren bir film olduğunun altını çiziyor. “Dünyada bu tür bir filmi çekebilecek ve bunu mümkün olduğunca gerçek çekimlerle, yani kamerayla yapabilecek bilgiye, deneyime ve cesarete sahip çok fazla yönetmen yok diyen Huffam’a filmin bir diğer yapımcısı Kevin Walsh de katılıyor. Napolyon’un Stanley Kubrick’in gözünü korkutmuş bir konu olduğunu anlatan Walsh, “Kubrick, Napolyon’u yapmayı denedi ama olmadı. Ancak birkaç yıl önce Ridley’e henüz yapamadığın film hangisi diye sorduğumda cevabı ‘Napolyon’ olmuştu” diyor.
Joaquin Phoneix için “İşte bu Napolyon” dedim
Napolyon, Oscar ödüllü başarılı oyuncu Joaquin Phoneix ile Ridley Scott’ı 2000 yılında en iyi film dalında Oscar ödülü alan Gladyatör filminden sonra ilk defa buluşturuyor. Yönetmen, Joaquin’in Joker’deki Oscar ödüllü performansını izledikten sonra Gladyatör’de nasıl çalıştıklarını hatırladığını ve onun bu rol için mükemmel olacağını anladığını şöyle anlatıyor: “Onu görünce birlikte Gladyatör’de Commodus karakteriyle nasıl bir yolculuğa çıktığımızı hatırladım ve bak işte bu Napolyon diye düşündüm.”
Ülkemizdeki dağıtımını TME Films’in üstlendiği ve şimdiye kadar çekilmiş en dinamik savaş sekansları ile seyirciyi nefes kesen bir yolculuğa çıkaracak olan Napolyon, 24 Kasım’da sinemalarda olacak.
Kaynak: DiziDoktoru.Com