“Ramazanda aşırı çay ve kahve tüketmek, ertesi gün susamaya yol açıyor”Diyar21 News
“Ramazanda aşırı çay ve kahve tüketmek, ertesi gün susamaya yol açıyor”
Ramazan ayında tüketilen çay ve kahvenin su ihtiyacını karşılamadığına dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Tuğçe Yılmaz, “Ramazanda kısa yeme içme süresi nedeniyle su tüketimi zor olduğundan genellikle çay ve kahveye daha fazla önem verilir. Ancak çay ve kahve, diüretik etkileri nedeniyle vücuttan su atılımını hızlandırır. Ayrıca aşırı tüketildikleri takdirde ertesi gün susama sorununa da yol açabilir. Bu nedenle çay ve kahvenin miktarını azaltıp, günlük su tüketiminize önem vermelisiniz” dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Tuğçe Yılmaz, Ramazan ayında su tüketimi hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Günlük su tüketimi miktarı kişiye göre değiştiğine belirten Dyt. Yılmaz, “Genellikle kilogram başına yaklaşık 35 ml su içilmesi önerilir. Ancak Ramazan ayında kısa yeme içme süresi nedeniyle günlük su tüketimi zor olabilir ve su miktarı genellikle önemsenmez. Bunun yerine çay ve kahveye daha fazla önem verilir. Ancak çay ve kahve, diüretik etkileri nedeniyle vücuttan su atılımını hızlandırır. Ayrıca çay ve kahve suyun yerini tutmaz ve aşırı tüketimi ertesi gün susama sorununa yol açabilir. Bu nedenle çay ve kahvenin miktarını azaltıp günlük su tüketiminize önem vermelisiniz. Oruç tutarken baş ağrısı ve susama sorunlarını önlemek için en azından günde 1,5 litre su tüketmeye çalışmalısınız” şeklinde konuştu.
“Su, iftar ile sahur arasına zamana yayılarak tüketilmeli”
Ramazan ayında su içerken dikkat edilmesi gereken durumlara değinen Dyt. Yılmaz, “Orucunuzu açarken 1 bardak su içip kalan suyu iftar ile sahur arasına yayarak içmek daha iyidir. Yatmadan 1 saat önce su içmeyi bitirmek önemlidir. Aksi takdirde gece sık tuvalete kalkma ihtiyacı, uyku kalitesini düşürebilir ve ertesi gün daha yorgun hissedebilirsiniz. Ayrıca, çorba, maden suyu, çay ve kahvenin su yerine geçmediğini unutmamalısınız” dedi.
“Tuzlu ve baharatlı gıdalar susuzluğa yol açabilir”
Susuz kalmamak için oruç tutarken dikkat edilmesi gereken önlemler olduğundan bahseden Dyt. Yılmaz, “Günlük su tüketiminizi yerine koymanın yanı sıra, iftar ve sahur öğünlerinde susuzluğa neden olabilecek tuzlu ve baharatlı gıdalardan kaçınmalısınız. İftar ve sahur arasında tüketeceğiniz suya taze limon dilimleri, yaş zencefil, taze nane yaprakları veya rulo tarçın eklemek suya farklı bir aroma katar, içiminizi kolaylaştırır, mideyi rahatlatır ve tatlı yeme isteğini bastırabilir. Ayrıca, su içeriği yüksek sebze ve meyvelerden faydalanabilirsiniz. Sahurda salatalık ve domates dilimlerini sofraya ekleyebilir, iftar sofrasında da daha fazla salata ve sebze yemeği tüketebilirsiniz” şeklinde konuştu.
“Su içmek böbrek rahatsızlıklarına iyi gelir”
Dyt. Yılmaz, su içmenin vücuda faydalarını şöyle sıraladı:
“Su ağız kokusunu önler.
Sindirim problemlerinden kaynaklanan kabızlık ve bağırsak tembelliğini gidermeye yardımcı olur.
Böbrek rahatsızlıklarına karşı koruyucu etkiye sahip olabilir.
Vücut ısısını dengeler.
Vücuttaki toksinleri atar ve cildi gençleştirir.
Kilo vermeye yardımcı olur ve yağ yakımını hızlandırır.
İç organların sağlıklı çalışmasını sağlar.
Sindirim sistemini düzenler.
Vücuttaki ödemin atılmasını sağlar.”
Kaynak: VM Medical Park Samsun Hastanesi Beslenme ve Diyet Kliniği
VM Medical Park Samsun Hastanesi Diger Haber
Ramazanda demir eksikliğine dikkat edilmeli
“Ramazanda demir eksikliğine dikkat edilmeli”
Uzm. Dr. Harika Uğurtay
Ramazan ayında demir eksikliği olanların kan testi yaptırarak tedbiri elden bırakmamaları gerektiğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Harika Uğurtay, “Oruç tutanlar için demir takviyesi gerekiyorsa, ilaçlar sahurdan en az yarım saat sonra veya iftardan 2-3 saat sonra alınmalıdır” dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi İç Hastalıkları (Dâhiliye) Uzmanı Dr. Harika Uğurtay, demir eksikliği ve oruç hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Kansızlığı kanın yeterli ve sağlıklı kırmızı kan hücrelerine sahip olmaması durumu olarak tanımlayan Uzm. Dr. Uğurtay, “Bu durumun başlıca nedeni demir eksikliğidir. Kırmızı kan hücreleri vücudun dokularına oksijen taşır” diye konuştu.
“Belirtilere dikkat edilmeli”
Demir eksikliğinde görülen belirtileri dile getiren Uzm. Dr. Uğurtay, “Yeterli miktarda demir olmadığında, bu oksijen taşıyıcı madde olan hemoglobin de yetersiz olur ve bunun sonucunda halsizlik, çabuk yorulma, çarpıntı, baş dönmesi ve nefes darlığı gibi şikâyetler ortaya çıkabilir. Ayrıca saç dökülmesi, tırnaklarda güçsüzlük ve şekil değişiklikleri, dil ve dudakta bozulmalar gibi belirtiler de görülebilir. Kişide demir eksikliği anemisi varsa, besleyici olmayan maddeleri (toprak, kömür, buz vb.) tüketme isteği de ortaya çıkabilir” şeklinde konuştu.
“Demir eksikliği anemisinin sebepleri”
Demir eksikliği anemisinin farklı sebeplerden kaynaklanabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Harika Uğurtay, “Bunlar arasında demir alımının yetersiz olması (vejetaryen veya vegan bir beslenme, yetersiz demir içeren bir diyet),ihtiyacın artması (gebelik), emilim bozuklukları (çölyak hastalığı, mide-bağırsak operasyonları) sayılabilir. Kayıplar (yoğun adet kanamaları, hemoroid kanaması, kansere bağlı kan kayıpları, sık kan bağışı gibi) ve çeşitli kan hastalıklarına bağlı kan yıkımı da neden olabilir” dedi.
“6 ayda bir kan testi yaptırılmalı”
Bireyin şikâyetleri olmasa bile en az altı ayda bir kan testi yaptırmasını öneren Uzm. Dr. Uğurtay, “Özellikle 50 yaşından sonra erkeklerde ve menopozdaki kadınlarda demir eksikliği anemisi tespit edilirse, kanser taraması yapılması önemlidir” açıklamasında bulundu.
“Kabızlık sorunu olan kişiler posalı besinlere öncelik vermeli”
Ramazan döneminde sıvı açığının iftar ve sahur arasında tamamlanmasına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Uğurtay, “Dengeli bir beslenme hedeflenmeli ve özellikle kabızlık sorunu olan kişiler posalı besinlere öncelik vermelidir. Demir takviyesi gerekiyorsa, ilaç sahurdan en az yarım saat sonra veya iftardan 2-3 saat sonra alınmalıdır” dedi.
Kaynak: VM Medical Park Samsun Hastanesi İç Hastalıkları (Dahiliye) Kliniği
VM Medical Park Samsun Hastanesi Diger Haber
“Emziren anneler oruç tutmadan önce doktoruna danışmalı”
Emziren annelerin oruç tutmasının, anne sağlığı ve bebeğin beslenmesi açısından dikkat edilmesi gereken bir konu olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Zeynep Banu Erdoğdu, “Emzirirken oruç tutmaya uzun süreli açlığın anne sütüne etkisi, bebeğin beslenme düzeni ve annenin kendi beslenme ihtiyaçları gibi faktörler göz önünde bulundurularak karar verilmelidir. Her anne ve bebeğin durumu farklı olduğundan, oruç tutmadan önce doktora danışılması gereklidir” dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Zeynep Banu Erdoğdu, emzirme ve oruç hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Emziren annelerin oruç tutmasının, anne sağlığı ve bebeğin beslenmesi açısından dikkat gerektiren bir konu olduğunu dile getiren Op. Dr. Erdoğdu, “Bu süreçte, oruç tutmaya karar verirken uzun süreli açlığın anne sütüne etkisi, bebeğin beslenme düzeni ve annenin kendi beslenme ihtiyaçları gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Her anne ve bebeğin durumu farklı olduğundan, oruç tutmadan önce doktorunuza danışmak önemlidir. Doktorunuz size bireysel tavsiyelerde bulunabilir ve sağlıklı bir oruç tutma planı oluşturmanıza yardımcı olabilir” şeklinde konuştu.
“Anne sütü kalitesi etkilenebilir”
Doğum Uzmanı Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Zeynep Banu
Emziren bir anne olarak oruç tutmayı düşünenlerin, bebeklerin beslenme düzenini de göz önünde bulundurması gerektiğini söyleyen Op. Dr. Erdoğdu, “Anne sütü, bebeğin büyüme ve gelişimi için gerekli olan besinleri sağlar. Ancak oruç tutarken sıvı ve besin alımınız kısıtlandığından, anne sütünün kalitesi ve miktarı etkilenebilir. Bu yüzden bebeğinizi düzenli aralıklarla emzirmeniz ve yeterli miktarda sıvı tüketmeniz önemlidir. Sıvı tüketimine özen göstermek, hem kendi sağlığınızı korumanızı hem de bebeğinizin beslenme ihtiyaçlarını karşılamayı sağlar” dedi.
“Hekiminiz ek besin takviyeleri önerebilir”
Gerektiğinde ek besin desteği almanın da bebeğin ihtiyaçlarını karşılamak için atılması gereken adımlardan biri olduğunu belirten Op. Dr. Erdoğdu, “Eğer oruç tutarken yetersiz beslenme riskiyle karşılaşıyorsanız, doktorunuz size ek besin takviyeleri önerebilir. Bu takviyeler, bebeğin gelişimi için gerekli olan besinleri sağlamak amacıyla kullanılabilir. Doktorunuzun önerilerine uymak, bebeğinizin sağlığını korumak için önemlidir” ifadelerinde bulundu.
“Annenin beslenme ihtiyaçları göz ardı edilmemeli”
Emziren anneler için oruç tutma sürecinde dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli noktanın da kendi beslenme ihtiyaçlarını göz ardı etmemek olduğunu vurgulayan Op. Dr. Erdoğdu, “Oruç tutarken sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı izlemek önemlidir. İftar ve sahur öğünlerinde besin çeşitliliğine dikkat etmek, protein, lif, vitamin ve mineral açısından zengin gıdalar tüketmek önemli bir adımdır. Bu şekilde kendi sağlığınızı koruyabilir ve emzirme süreci boyunca enerji seviyenizi yüksek tutabilirsiniz” diye konuştu.
Kaynak: VM Medical Park Samsun Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği
VM Medical Park Samsun Hastanesi Diger Haber
“Kan şekeri dengesizliği, oruç tutmayı riskli hale getirebilir”
“Kan şekeri dengesizliği, oruç tutmayı riskli hale getirebilir”
Diyabetin kan şekeri dengesinin bozulduğu bir hastalık olduğunu söyleyen Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Hulusi Atmaca, “Diyabetik bireylerde pankreastan salgılanan insülinde yetersizlik olduğu için kan şekeri dengesi kurulamaz. Diyabet hastalarının oruç tutabilme durumu, hastalığın tipine, seyrine ve eşlik eden diğer hastalıklara bağlıdır” dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Hulusi Atmaca, Ramazan ayında oruç ve diyabet hakkında bilgilendirmede bulundu.
Diyabetin halk arasında genellikle kan şekerinin çok yükselebildiği bir hastalık olarak bilinmesine rağmen,gerçek hayatta kan şekerinin anormal yükselme ve/veya hayati tehlikeye sokacak kadar anormal düşmeye neden olabildiğini söyleyen Prof. Dr. Mehmet Hulusi Atmaca, “Bu açıdan diyabet, kan şekerinin dengesizleştiği bir hastalıktır. Diyabeti olmayan sağlıklı bireylerde beslenmedeki dengesizliklere rağmen kan şekeri normal sınırlarda seyredebilirken, diyabetik bireylerde pankreastan salgılanan insülindeki yetersizlik nedeniyle bu denge kurulamaz. Böylece uzun süren açlıklarda kan şekeri hayati tehlikelere yol açabilecek ani şeker düşüklüğüne veya aşırı ve sağlıksız beslenmede kan şekerinin ileri derecede yükselmesine yol açabilir” ifadelerine yer verdi.
“Bazı diyabetlilerin oruç tutması riskli olabilir”
Orucun mevsimine ve yaşanan coğrafyaya göre değişen sürelerde gün boyu açlığın ve susuzluğun sürdüğü bir ibadet olduğunu söyleyen Prof. Dr. Atmaca, “Hangi hastanın oruç tutabileceği diyabetinin tipine, seyrine ve eşlik eden diğer hastalıklara bağlı değişiklik gösterir. Bu yüzden her diyabet hastasının bu açıdan ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Bazı hastaların uzun sürecek bir açlık veya susuzluğa maruz kalması uygun değildir, bazılarının da uygun önlemler ve tedavide yeni düzenlemelerle oruç tutması sağlanabilir” dedi.
“Oruç ve diyabet ilişkisi, 3 grupta değerlendiriliyor”
Oruç ve diyabetik hasta ilişkisinin basitçe üç grupta ele alınabileceğini söyleyen
Prof. Dr. Atmaca, bunları şu şekilde sıraladı:
“Koşulsuz oruç tutmaması gereken hastalar:Bunlar; tip 1 diyabeti olanlar, tip 2 diyabeti olup da kan şekeri dengesiz ve kontrol dışı seyredenler, kan şekerinde ani düşmeler (hipoglisemi) yaşayanlar, yoğun insülin tedavisi (günde 3 kez veya daha fazla insülin enjeksiyonu) alanlar, diyabetik gebeler ve böbrek yetmezliği eşlik eden hastalardır.
Belirli önlemleri alması koşuluyla oruç tutabilecek hastalar: Diyabet hapları ile veya günde bir veya iki kez insülin kullanımı ile kan şekeri dengede olan tip 2 diyabetli hastalardır. Bu gruba giren hastaların hekimlerine başvuru yaparak oruca özgü bir tedavi düzenlemesi yapmalıdır. Aksi halde oruç tutmamalıdır.
Oruç tutabilecek hastalar: Kan şekeri sadece diyetle veya metformin ve/veya pioglitazon içeren haplarla kontrol altında olan hastalardır. Bu hastaların oruç tutmaları halinde, ilaçlarındaherhangi bir değişikliğe ihtiyacı yoktur.”
“Tatlı ve hamur içerikli gıdalardan uzak durulmalı”
Oruç tutması uygun görülen hastaların yaklaşık 14 saat sürecek açlık ve susuzlukta dikkat etmesi geren durumlar olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Atmaca, “Oruç sırasında kan şekerinde ani düşmeler veya 250 mg/dl’yi aşacak yükselmelerde oruca son verilmeli ve hekime başvurmalıdırlar. Hastaların mutlaka sahura kalkmaları, yeteri kadar sıvı almaları ve menü içeriği ve miktarı büyük önem arz eder. TatlıTatlı ve hamur içerikli gıdalardan uzak kalmak ve kalori sınırlaması, özellikle kilo sorunu olan hastalar için kilo kaybı sağlayabilir. Sonuç olarak, uygun hastalar için Ramazan ayı sağlık açısından bir fırsat ve kazanç ayına dönüştürülebilir” dedi.
Kaynak: VM Medical Park Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği
VM Medical Park Samsun Hastanesi Diger Haber
VM Medical Park Samsun’da 14 Mart Tıp Bayramı Sergisi açıldı
14 Mart Tıp Bayramı Sergisi açıldı
VM Medical Park Samsun’da 14 Mart Tıp Bayramı Sergisi açıldı
VM Medical Park Samsun Hastanesi C Blok Lobi’dedüzenlenen 14 Mart Tıp Bayramı Sergisi’nde, öğrenciler yeteneklerini sergileme ve topluma sanatın iyileştirici gücünü anlatma fırsatı buldular.Samsun Eğitim Bilimleri Koleji öğrencileri tarafından hazırlanan sergide “SanatınSanatın İyileştirici Gücü” teması işlendi.
14 Mart Tıp Bayramı’na özel açılan resim sergisi, hastane çalışanları ve ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü. VM Medical Park Samsun Hastanesi Başhekimi ve Nükleer Tıp Uzmanı Dr. Şafak Aygül, Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji) Uzmanı Prof. Dr. Keramettin Aydın, Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Talha Özdemir, sergiyi ziyaret eden öğrencilerle bir araya geldi. Öğrenciler hem hekimlerin tıp bayramını kutlamanın heyecanını yaşadılar hem de tıp bölümü hakkında detaylı bilgiler edindiler.
Hastane yönetimi ve doktorlar, öğrencilerin ziyaretinden dolayı duydukları memnuniyeti dile getirerek sağlıkla ilgili doğru bilgi sahibi olmanın önemini vurguladılar. Öğrenciler, hastanede yapılan işlemleri ve tedavileri yakından görerek sağlık hizmetlerinin ne kadar değerli olduğunu deneyimlediler.
“Sanatın iyileştirici gücü anlatıldı”
Etkinlikle ilgili bilgilendirmede bulunan VM Medical Park Samsun Hastanesi Başhekimi Dr. Şafak Aygül, “Bu resim sergisi, öğrencilerin sanat aracılığıyla kendilerini ifade etme becerilerini göstermelerine ve topluma sanatın iyileştirici gücünü anlatma fırsatı sunmalarına odaklandı. Amacımız, sağlık alanında çalışmanınönemini vurgulamak ve toplumda sağlık bilincini artırmaktı” dedi.
Kaynak: VM Medical Park Samsun Hastanesi