Metalde reel ücret kaybı!

Metalde reel ücret kaybı!

Bavyera ve Sahil bölgelerinin ortaklaşa imzalanan sözleşme taslağı reel ücret kaybını önlemiyor. 25 aylık sözleşmeyle işçilerin gelecekleri de ipotek altına alındı! Kasım sonuna kadar bütün bölgelerin Büyük TİS Komisyonlarında taslak tartışılıp oylamaya sunulacak.

UMUT YAŞAR

Almanya genelinde 4 milyona yakın işçinin çalıştığı metal ve elektrik TİS döneminin sonuna yaklaşıyoruz. 11-12 Kasım günleri arası, Bavyera ve Sahil (“Küste”) bölgelerinin temsilcileri Hamburg’da 18 saat süren ortak “maraton müzakerelerin” ardından IG Metall ve Gesamtmetall arasında bir sonuç elde edildi.

Son görüşmelerin yapıldığı güne kadar ülke genelinde 620 bin metal emekçisi uyarı grevi ve eylemlerine katıldılar. Özellik genç işçiler, “gençlik eylem günü” etkinliklerine kitlesel katılarak, talepleri için süresiz grev dahil mücadele etmekte kararlı olduklarını göstermişlerdi.

GESAMTMETALL: IG METALL’İ YOLDUK

IG Metall’in tüylerinin yolunduğunu (“Die IG Metall hat schon Federn lassen müssen”) söyleyen Gesamtmetall Başkanı Stefan Wolf, “Toplu iş sözleşmesinin süresinden çok memnunuz: 27 ay talep etmiştik ve 25 ay oldu. Hatta IG Metall sadece 12 ay ve karşılığında yüzde 7’lik bir ücret artışı istiyordu, böylece sözleşme imzalanmasının hemen ardından yeniden müzakere edebilirdik. Şimdi ise ücret zammı olarak iki adımda yüzde 5,1 ve özel ödemelerin yüzde 0,4 yükseltilmesi onaylandı” dedi.

IG METALL: SAĞLAM BİR UZLAŞMA

Uzlaşmayı, “sağlam bir uzlaşma” olarak değerlendiren IG Metall Başkanı Christiane Benner, “Sosyal ortaklık, istikrarsız zamanlarda şirketler ve çalışanlar için en önemli dengeleyici faktördür. Ortak çözümler buluyoruz” dedi. “Toplu pazarlık politikasıyla çok şey yapılabilir, bunu gösterdik” diye konuşan Benner, “Şu anda karşı karşıya olduğumuz yapısal sorunlar siyasetçiler tarafından çözülmelidir. Özellikle enerji yoğun şirketler için daha düşük enerji fiyatlarına ihtiyacımız var. Elektro mobiliteyi arttıracak önlemlere, altyapı yatırımlarına ve bu sayede geleceğimize yatırımlara ihtiyacımız var” dedi.

Uzlaşma taslağı üzerine anlaşma sağlandığı gün TİS tarafları olarak, “Endüstri bölgesi için sosyal partnerlik bildirgesi” (“Sozialpartnererklärung für den Industriestandort”) yayınlanması ve siyasetçilere “ortak taleplerin” iletilmesi de sendikanın geldiği noktayı gösteriyor.

“OLDU DA BİTTİ – MAŞALLAH!”

IG Metall ve Gesamtmetall yönetimleri, yaptıkları bu açıklamalarla 2024 sözleşme döneminin sona erdiğini izlenimi yarattılar. Metal patronları açısından bu böyle olabilir, fakat IG Metall açısından bu gerçeği yansıtmıyor!

Açıklamalar yapıldığında hiçbir TİS bölgesinde sözleşme taslağı tartışılmadığı gibi (buna Bavyera ve Sahil bölgeleri dahil!) hiçbir Büyük TİS Komisyonu da sözleşmeyi onaylamamıştı. Gazetemiz baskıya hazırlandığı son gün (19 Kasım) Sahil bölgesi Büyük TİS Komisyonu uzlaşmayı değerlendirmek ve oylamak için bir araya gelecekti.

Şimdi bazı okurlarımızın, “Sonuç ilan edildikten sonra bir şey değişmez, sendika bürokratları hep böyle yapıyorlar” dediklerini duyar gibiyiz. Sendika bürokratlarının hep böyle yaptıkları doğru. Ama ilan edilen sözde “sonuç” gerçekten değişmez mi? Elde edilen uzlaşmanın kötü bir uzlaşma olmasına neden olanlar, zaten geniş işçi kitlelerinin böyle düşünmesini ve sessiz sedasız sonucu kabullenmelerini istiyorlar.

Ama kendine “mücadeleci” diyenlerin de böyle düşünmeleri kabul edilebilir bir durum değil. Başta Büyük TİS Komisyonu üyesi olanlar olmak üzere, toplu sözleşme sürecinde aktif rol oynayan ve gidişattan memnun olmayan bütün sendika temsilcisi arkadaşların bulundukları platformlarda bu tutumu eleştirmeliler ve “neden sendikamızın yetkili organları tarafından onaylanmamış bir sözleşmeyi onaylanmış ve süreç bitmiş gibi gösteriyorsunuz” diye sormalılar.

Bu yapılmadığı taktirde o zaman değişen bir şey de olmaz. Böyle bir tartışmaya girmeden bir şeylerin değişmeyeceğini söylemek baştan yenilgiyi kabul etmek olmaz mı?

Başta Bavyera, Baden-Württemberg, Mitte ve Küste olmak üzere dört TİS Komisyonundan olduğu gibi birçok fabrikadan gazetemize ulaşan bilgilerde yüzlerce sendikacı arkadaşın sonuçtan memnun olmadığını biliyoruz. Fakat kendi kendimize sinirlenip, söylenmek yerine toplantılarda görüşümüzü söylemenin tam zamanı değil mi – bizce tam zamanı!

SERMAYEYE KÂR GÜVENCESİ!

Uzlaşma taslağı ileri sürüldüğü gibi “sağlam bir uzlaşma” değil “çürük” bir uzlaşma! 12 aylık sözleşme yerine 25 aylık sözleşme olması kendi başına bir sorun. Önümüzdeki yılın nasıl olacağını bilmeden “gözü kapalı” sözleşmeye imza atılmış. İlk 6 ayın sıfır zamla geçirilmesi ve Nisan 2025’te yüzde 2 dolayında ilk kalıcı zammın verilmesi reel ücretlerin uzun süre gerilemesi anlamına geliyor. Sözleşmenin ilk 18 ayında önceki TİS döneminin reel ücret kaybı karşılanmadığı gibi yeni dönemde daha fazla düşmesini sağlayacak. Sözleşmenin son 7 ayı içinde ise ücretler kalıcı olarak yüzde 3,1 yükseltilecek. 25 aylık bir dönemi gözettiğimizde (6 ay sıfır, 19 ay kalıcı zam) elde edilenin ortalama yüzde 2,38 dolayında bir artıştan söz etmek mümkün. Ayrıca T-Zug-B ödemesinin yükseltilmesi de sözleşmeye yüzde 0,4 olarak yansıyor. Bu da göz önüne alındığında toplam artışın 2,78 olduğu söylenebilir.

Şubat ayında ödenmesi öngörülen 600 euro düzeyinde brüt bir kerelik ödeme “iyi ama yeterli değil” kategorisine giriyor.

Son sözleşmede (2022) olduğu gibi bu sözleşmede de IG Metall, “farklılaştırma” (“Differenzierung”) başlığı altından metal sermayesine yüzde 2,3 net kâr marjı güvencesi veriyor! Eğer bir şirketin net kâr marjı yüzde 2,3’ün altına düşerse veya T-Geld’i ödediği zaman düşecekse o zaman şirket yönetimi bunu ödemek zorunda değil!

IG Metall’in toplu sözleşmelerden sorumlu Yürütme Kurulu üyesi Nadine Boguslawski, “Ücret sözleşmesi ücretleri güvence altına alıyor, ülke ekonomisine yardımcı oluyor ve sektörü mevcut ve gelecekteki nitelikli işçiler için cazip kılıyor. Ekonomik zorluklar durumunda sözleşmeden sapmalar ve farklı uygulamalar ancak şirketlerin net kâr marjının yüzde 2,3’ün altına düşmesi halinde mümkündür. Toplu sözleşme mükemmel bir uyumluluk içindedir. Toplu sözleşmelere bağlılık şirketlerin ve çalışanların geleceğini güvence altına alır” diye yorumluyor.

“Farklılaştırma” maddesinin sermaye için çok iyi bir olanak olduğuna kimse itiraz etmeyecektir. Ama ek ödemenin kesilmesinin işçiler için neden iyi olduğu ve işçilerin geleceğini nasıl güvence altında aldığı meçhul!

GENÇLER ÖRNEK OLDU

Çırakların aylıklarına 1 Ocak 2025’ten itibaren 140 euro (eğitim yılına göre yüzde 12 ila 15 arası artış) ve 1 Nisan 2026’dan itibaren yüzde 3,1 (eğitim yılına göre 38 ila 44 euro arası artış) zam verilecek. Aylıklara 170 euro zam talebiyle girilen müzakerelerden böyle bir sonuçla çıkılması beklenmiyordu.

Çırakları bu denli görece yüksek bir zammı elde etmelerinin başlıca nedeni toplu sözleşme dönemine iyi hazırlanmalarıydı. Her ne kadar bu bir bütün olarak IG Metall Gençliği için geçerli olmasa da özellikle yaşam şartlarının ağır olduğu büyük şehirlerdeki şubelerdeki gençler, “yaşamaya yetecek ücret” talebini çıraklar arasında yaygınlaştırdılar. Talep belirleme tartışmalarına aktif katılarak yukarıdan gelen baskılara boyun eğmediler. Birçok şubede 300 euroya varan talepler belirlendi fakat büyük TİS Komisyonunda bu denli yüksek taleplere destek bulamadılar.

Karar altına alınan 170 euro zam talebini, “bundan tek cent geri adım atmak yok” dercesine bütün eylemler de savunan gençler metal patronlarını olduğu gibi sendika genel merkezini de kararlılıklarıyla etkilediler. Gençler için düzenlenen “Gençlik Eylem Günlerinde” (“Jugend-Aktionstag”) kitlesel ve mücadeleci bir hava içinde geçmesi bu kararlılıklarının göstergesiydi.

Genç metal işçileri 2024 TİS dönemini başarıyla sona erdirmeleri gelecek sınıf mücadeleleri için de umut veriyor.

  

 

Kaynak: Yenihayat.de

Read More

 

Kandilli son depremler listesi için TIKLAYIN
AFAD son depremler listesi için TIKLAYIN
DEPREM iLE iLGiLi HABERLER

CANLI SKOR

Bir yanıt yazın