Mehmet Emin Ekmen’den 28 Şubat yargısını hatırlatan eleştiriler

Mehmet Emin Ekmen’den 28 Şubat yargısını hatırlatan eleştiriler

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM Genel Kurulunda kürsüde söz alarak gündeme dair açıklamalarda bulundu.

 Orta Doğu ve Orta Asya halklarının ortak bayramı olan Newroz kutlu olsun

Sözlerine Newroz Bayramı’nı kutlayarak başlayan Ekmen, “Yarın kutlanacak olan, Mezopotamya’dan Maveraünnehir’e kadar Orta Doğu ve Orta Asya halklarının ortak bayramı Newroz Bayramı kutlu olsun. Bazen geçmişteki bazı olayları acıyla, gülümsenerek hatırlar. Orta Asya’da bu bayramın kutlandığı Türkiye’de bilinmeden önce bizim bölgemizde bu bayramların kutlanması yasaktı. Ne var ki bir tarihte Orta Asya Türkleri’nin de bu bayramı kutladığı duyulunca resmî bayram olarak teklif edilecek bir yola girilmiş oldu. Bazen meselelere bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor, hep aynı noktadan, aynı yerden bakmamamız gerekiyor” dedi.

İnsanoğlunun doğasındaki en temel ihtiyaçlardan biri adalettir

Ekmen, “Her şeyden önce şunu belirtmek gerekir ki insanoğlunun doğasındaki en temel ihtiyaçlardan biri adalettir ve bir arada yaşamanın da en zorunlu gereklerinden biri yine adil bir yönetimdir. İslam hukukunda fıkıhçılar tartışmıştır, bir rivayete göre Moğol Hükümdarı Hülagü, İbni Tavus’a sormuştur: ‘Sence İslam hukukuna göre adil ama kafir bir hükümdar mı yeğdir, yoksa zalim ama mühim bir hükümdar mı yeğdir?’ İbni Tavus’un cevabı ‘inancı kendisini ilgilendirir. Bize lazım olan adaletidir’ demiştir. Şimdi sormamız gerekiyor: Halkın, vatandaşın adalete güveninin %2’ye düştüğü, Anayasa Mahkemesinin kabul edilebilirlik kararlarının %98’i bulduğu bir ülkede hukuk devletinden bahsedebilir miyiz? Hukuk devletinden vazgeçtim, kanun devletinden bahsedebilir miyiz?” açıklamasında bulundu.

Mehmet Emin Ekmen’den 28 Şubat yargısını hatırlatan eleştiriler

Türkiye maalesef kısır döngü içerisinde

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ile ilgili konuşan Ekmen, “Mecelle’nin temel kurallarından biridir ‘Usul esasa mukaddemdir.’ Failleri bir kenara bırakalım, fiilleri bir kenara bırakalım, yaşanan süreci sadece usul açısından bir değerlendirelim: Bugüne kadar bir belediye hakkında İçişleri Bakanlığının müfettiş raporu ve incelemesi olmadan, soruşturma izni verilmeden ve bu soruşturma izni Danıştay denetiminden geçmeden kaç soruşturma açıldığını duydunuz? Hiç yok gibi. Ancak bugün son yürütülen soruşturmaların önemli bir kısmının İçişleri teftiş raporundan ve soruşturma izninden bağımsız olarak yürütüldüğü anlaşılıyor. Masumiyet karinesi nerede kaldı? Lekelenmeme hakkı ve savunma hakkı zanlılar açısından nasıl kullanılabiliyor? Soruşturma hakkında ilk beyanatı biz Sayın Cumhurbaşkanı’ndan duyduk ‘Turpun büyüğü heybede’ diye. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan, heybedeki turpları bize hatırlatmasını değil, soframızdaki ithal marullarla ilgilenmesini beklerdik ama Sayın Cumhurbaşkanı bu soruşturmadan niye haberdar? Kendisinden izin mi alındı, kendisinin bir talimatı mı oldu ya da kendisi düzenli olarak bilgilendiriliyor mu? Bu üçü de hukuk devleti açısından doğru mudur? Peki soruşturma hakkında kim bilgi sahibi? Soruşturmalar hakkında kimse bilgi sahibi değil. Ancak Trol ağları soruşturmaların içeriği hakkında kampanya yapıyor. İktidara yakın gazeteciler televizyon ekranlarında soruşturmayla ilgili açıklamalarda bulunuyor. Böyle bir atmosferde hiç kimse ceza hukukunun, usul hukukunun temel ilkelerinin uygulandığını iddia edebilir mi?” dedi.

Keşke 28 Şubat’tan hatırlatma yapmak zorunda olmasaydım

Ekmen, “28 Şubat döneminden birkaç hatırlatmada bulunmak istiyorum. Keşke imkân olsaydı, bu hatırlatmada bulunacağım isimleri hiç saymamış olsaydım ama konunun anlaşılması için sayıyorum. Bunları dinlediğinizde, aradan geçen 30 yıldan sonra bu ülkenin kısır döngü içerisinde nasıl zaman kaybettiğini bir kez daha anlayacaksınız. 28 Şubat uygulamalarından örnekler: Ankara’daki Vahdet ve Dostluk Vakfı cezaevindeki tutuklu ve hükümlülere yardım ettiği için kapatıldı. Millî Gençlik Vakfı, Zehra Vakfı, Hakyol Vakfı, Akabe Vakfı, İslami Dayanışma Vakfı ve beraberindeki 21 vakıf kapatıldı, 7’sinin mal varlığına el konuldu. MÜSİAD’ın 2 Genel Başkanı’na 312’nci madde uyarınca dava açıldı, hapis cezası alındı. Dün MÜSİAD, bugün TÜSİAD; hatırlatıyorum. O zaman bir suçlama bulunamadığı için kılık kıyafet yasasına ve devrim kanunlarına aykırılık suçlamasıyla davalar açıldı. Bugün de müneccimlere açılan davaları hatırlıyorum. İnsan Hakları Örgütü o karanlık dönemde tam 30 bin ihlal tespit etti ve meslekî eğitime mal olan bir zorunlu eğitim değişikliğine maruz kaldık. O zaman YAŞ kararıyla ordudan atılanları ve bugün ordudan ihraçları hatırlatıyorum. O gün Camilerde vaazların yasaklanması ile bugün söz hakkı elinden alınan insanları size hatırlatıyorum” ifadelerini kullandı.

Bugün yapılan işleri yargı faaliyeti olarak tanımlayıp geçmeyin

Genel Kurul’da milletvekillerine seslenen Ekmen, “’Bunlar ile onlar bir mi?’ diyorsunuz ama son dönemde karşımıza bir yargı putu çıktı. Hangi konuyu ifade etsek bu yargının işidir, bunu sabırla takip etmek gerekiyor deniliyor. Geçmişteki haksızlıkların hepsi yargı faaliyetiydi; bunların birçoğu Yargıtay’dan geçti, Anayasa Mahkemesinden geçti, hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden geçti. Bu safhaların tamamlanması hukuka uygunluk için yeterli oldu mu? Bugün de yapılan işleri lütfen bir yargı faaliyeti olarak tanımlayıp geçmeyin; vicdanınızla, ahlakınızla, müktesebatınızla meseleyi anlamaya çalışın. Son olarak size Asaf Halet Çelebi’nin bir dörtlüğüyle seslenmek istiyorum:

‘İbrahim,

İçimdeki putları devir

Elindeki baltayla /

Kırılan putların yerine yenilerini koyan kim?’

Arkadaşlar, bu hareket yola putları kırmak ama yerine yeni putlar koymamak için çıkmıştı, bunu da size hatırlatmak isterim” dedi.

Kaynak: Guneydoguguncel.Com​Read More

Diyar21Haber
Kandilli son depremler listesi için TIKLAYIN
AFAD son depremler listesi için TIKLAYIN
DEPREM iLE iLGiLi HABERLER

CANLI SKOR

a