Makro Göstergeler: 2025’te ekonominin rotası ne olacak?
2011’de başlayan Arap Baharı ve sonrasında yaşanan Suriye iç savaşı, Türkiye’yi ciddi bir mülteci sorunu ve jeopolitik risklerle karşı karşıya bıraktı. 2014’te patlak veren Rusya-Ukrayna savaşı ile kuzeyde yeni bir gerilim hattı ortaya çıkarken, 2022’de savaşın şiddetlenmesi her iki ülke ile yakın ticari ilişkileri olan Türkiye’yi zorladı. Tüm bunlar yaşanırken, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e saldırması sonrasında başlayan İsrail’in Gazze işgali, büyük bir soykırım harekatına dönüştü. 2024’ün son günlerinde ise Suriye’de yaşanan 13 yıllık çatışmaların ardından, beklenmedik bir biçimde Devlet Başkanı Beşşar Esad devrildi. Şimdi ise Türkiye’nin 900 kilometreyi aşan en uzun sınır komşusu Suriye’nin geleceğine dair farklı senaryolar gündemde.
22 Aralık 2024 – 4 Ocak 2025 tarihli sayıdan
YENİ DÖNEM BAŞLIYOR
Öte yandan ABD’de ikinci Donald Trump dönemi resmi olarak 20 Ocak 2025’te başlıyor. Trump açısından ABD’nin birinci önceliği küresel ticarette avantajlı pozisyona geçmek olacak ve bunun için de başta gümrük tarifeleri olmak üzere korumacı adımlar kapıda. Bu kapsamda 2025’te dikkatler; olası Trump politikalarının hem ABD ekonomisine hem de küresel ekonomiye yansımalarında olacak. Ayrıca bu sürecin, dört yılın ardından Eylül 2024 itibarıyla faiz indirimlerine başlayan ABD Merkez Bankası FED’in politikalarını nasıl etkileyeceği de yakından takip edilecek. Yurt içinde ise TCMB’nin faiz politikası ve enflasyon beklentileri üzerine tartışmalar, 2025’te de devam edecek. Enflasyonda katılık sürerken, TCMB’nin faiz indirimlerine başlamasına kesin gözüyle bakılıyor. Bu süreçte para politikaları ile eşgüdümlü çalışacak maliye politikalarının ve yapısal reformların devreye sokulup sokulmayacağına dair soru işaretleri sürüyor. Dış ticaret tarafında, ihracattaki durgunluk ile beraber düşen ithalat faturası, cari dengeyi olumlu etkiliyor. 2025 yılında Türkiye ekonomisindeki büyümenin yüzde 3 düzeyinde seyretmesi, enflasyonun ise en iyi ihtimalle yüzde 30’lara inmesi beklentisi hakim.
1- BÜYÜME
Türkiye ekonomisi, Haziran 2023’te başlayan faiz artırımı politikası sonrasında, 2023’ün tamamını yüzde 4,5 oranında büyüme ile kapatmıştı. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinin olumsuz etkisine rağmen yakalanan bu büyüme oranı olumlu bulundu. Türkiye 2022 yılında yüzde 5,6; 2021 yılında ise yüzde 11,5 büyüme göstermişti. Covid-19 pandemisinin damga vurduğu 2020’de ise büyüme yüzde 1,9 seviyesinde kalmıştı. 2023 yılındaki yüzde 4,5’lik büyüme oranı ise deprem etkilerine rağmen başarı sayılsa da, pandemi yılı olan 2020’den bu yana en düşük büyüme olarak kayıtlara geçti. Öte yandan TÜİK verilerine göre, üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 75 artarak 26 trilyon 276 milyar 307 milyon TL olmuştu. Kişi başına GSYH ise 2023 sonunda 13 bin 110 dolara çıkmıştı. Türkiye ekonomisi 2024’e ise iyi bir büyüme hızı ile giriş yaptı. İlk çeyrek büyümesi yüzde 5,3 olarak ölçülürken, Mart 2024’te yüzde 50’ye çıkan politika faizinin yılsonuna kadar bu seviyede kalması ile, ikinci ve üçüncü çeyrekte ekonomi çarklarında yavaşlama kendini gösterdi. İkinci çeyrek büyümesi yüzde 2,4, üçüncü çeyrek büyümesi ise yüzde 2,1 olarak ölçüldü. Dördüncü çeyrek verisinin de gelmesi sonrasında, Türkiye’nin 2024’ün tamamında yüzde 3,5 düzeyinde büyümesi bekleniyor. 2025 için büyüme tahminleri ise gerek yurt içi gerekse yurt dışı kurum öngörülerinde yüzde 3’ler seviyesinde seyrediyor.
2- İŞSİZLİK
Türkiye ekonomisinin kronik sorunlarından biri olan işsizlik, son yıllarda yatay bir seyir izliyor. Bunda gerek pandemi sonrası gerekse 6 Şubat depremlerinin ardından devletin yürürlüğe koyduğu önlemlerin payı var. Öte yandan TÜİK verilerinde işsizlikte anlamlı bir yükseliş gözükmese de, zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 sonu itibariyle yüzde 30’lar seviyesinde seyrediyor. 10 Aralık 2024 tarihinde açıklanan son işgücü istatistiklerine göre, işsizlik oranı 2024 yılı Ekim ayında yüzde 8,8 seviyesinde gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı 32 milyon 970 bin kişi, istihdam oranı ise yüzde 49,9 oldu. İşgücü 36 milyon 146 bin kişi, işgücüne katılma oranı yüzde 54,7 olarak gerçekleşti. Kasım ve aralık gerçekleşmeleri sonrasında, 2024 yılı sonu itibariyle işsizlik oranının yüzde 9’u aşması bekleniyor. OVP’de 2024 sonu için yüzde 9,3’lük işsizlik oranı öngörülürken, bu oranın 2025 sonunda yüzde 9,6’ya çıkacağı belirtildi. Uluslararası kuruluşların beklentisi ise OVP’den yüksek seyrediyor. IMF ve AB Komisyonu Türkiye’de işsizliğin 2025’te yüzde 9,9’a çıkacağı tahmininde bulunurken, yalnızca Dünya Bankası Türkiye’de işsizliğin 2025’te yüzde 9’da kalacağı öngörüsünde bulundu.
3- ENFLASYON
Ekonomide son yılların en büyük problemi olan yüksek enflasyon süreci, faiz artışları ve baz etkisiyle 2024 sonunda yüzde 45 seviyelerine geriledi. Ancak hem TCMB hem de OVP öngörülerini aşan yıl sonu enflasyonu, 2025 boyunca da en çok konuşulan konu olmaya devam edecek. Almanak sayımızı yayına hazırladığımız dönemde açıklanan son enflasyon verisi olan Kasım 2024 enflasyonu, aylık bazda yüzde 1,9 seviyesindeki beklentilerin üzerine çıkarak yüzde 2,24 olarak gerçekleşti. Yıllık tüketici enflasyonu ise yüzde 47,09 oldu. Hemen ardından açıklanan mevsim etkisinden arındırılmış tüketici fiyatları ise kasım döneminde yüzde 2,93 ile aylık enflasyon artış hızının üzerine çıktı. 2024 boyunca TCMB yönetiminin yaptığı sözü yönlendirmeler ve Mart 2024’ten 26 Aralık’taki yılın son PPK toplantısına dek yüzde 50 seviyesinde tutulan politika faizine rağmen, aylık enflasyonda hala yüzde 2 ve aşağısı görülemediği için 2025 senaryoları da değişkenlik arz ediyor. Özellikle gıda, eğitim, ulaştırma ve hizmet enflasyonundaki yapışkanlık 2025 yılının ilk yarısında da devam edecek. 2025 yılı için TCMB öngörüsü yüzde 21’lik enflasyona işaret ederken, uluslararası kurumlar ise 2025 sonunda enflasyonun en fazla yüzde 30-35 bandına kadar geriletilebileceği görüşünde.
4- FAİZ
Mayıs 2023’te gerçekleştirilen genel seçimler ve cumhurbaşkanı seçimi sonrasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP yönetimi güven tazelemiş oldu. Seçim sonrasında ekonominin başına getirilen Mehmet Şimşek, ilk iş olarak Erdoğan’ın “faiz sebep, enflasyon sonuç” tezi nedeniyle patlama yapan enflasyon ile mücadele için harekete geçti. Bu noktada en önemli silah olarak görülen politika faizi, aradan geçen 1,5 yılda yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye ulaştı. Yıllık enflasyonda yüzde 50’nin altının görülmesi sonrasında, şimdi gözler 2024 sonu ya da Ocak 2025 başı itibariyle başlaması beklenen faiz indirimi sürecine çevrildi. Ancak 2024’ün son aylarında manşet enflasyonda gözlenen hareketlenme, TMCB’nin faiz indirimleri konusunda elini zayıflatıyor. Buna karşın hem FED hem de ECB’nin faiz indirim sürecinde olması, Türkiye’nin de bu konuda elini çabuk tutması gerektiğine dair görüşleri artırıyor. Gerek TCMB Piyasa Beklenti Anketi’nde gerekse uluslararası kurumların raporlarında, 2025 sonuna kadar politika faizinin yüzde 30 seviyelerine düşürüleceği tahmininde bulunuluyor.
5- DOLAR KURU
Türkiye’de hem vatandaşların hem de şirketlerin en duyarlı olduğu yatırım aracı sayılan ABD Doları üzerindeki hareketlilik ekonomideki gidişat açısından da belirleyici veri olarak kabul edilmeye devam ediyor. Son 2 yılda ekonomi yönetiminin uzun süredir enflasyonu dizginlemek amacıyla piyasada dolar kurunun artmaması için bir dizi önlem aldığı ve almaya devam ettiği biliniyor. 2024 yılına 29,7 TL seviyelerinden başlayan dolar kuru, yılın son günlerinde 35 TL’yi aştı. Aynı dönemde Euro kuru ise 32,5 TL seviyesinden başladığı 2024 yılını 37 TL civarında kapatıyor. 1,0940’ın üzerinde başladığı 2024’te 1,12’ye yükselen Euro/dolar paritesi de yılın son iki ayında ciddi değer kaybıyla 1,04’leri görürken, 1,05 desteğinin üzerinde kalma mücadelesi veriyor. Hem dolar hem de Euro kurunun 2024’te yüzde 25-27 civarında değer artışı ile kapattığı söylenebilir. Bu da altın dahil pek çok yatırım aracının çok gerisinde kalan bir değer artışı olarak kayıtlara geçti. TCMB’nin rezerv birikimi ve KKM’den çıkışlar TL’yi desteklemeye devam etse de, 2. Trump döneminin başlamasıyla 2025’in ilk çeyreğinde dolar kurunda yukarı yönlü bir atak beklentisi hakim. 2025 sonu için ise dolar kuru beklentisi 42 TL ve üzeri olarak öngörülüyor.
6- İHRACAT
Türkiye’nin ihracatı, kasım ayında yıllık bazda yüzde 3,1 azalışla 22,3 milyar dolar olurken; aynı dönemde ithalat yüzde 2,4 artışla 29,6 milyar dolar oldu. Buna göre, Türkiye’nin dış ticaret açığı kasımda yıllık bazda yüzde 22 artışla 7,3 milyar dolar oldu. GTS kapsamında ocak-kasım döneminde ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 artışla 238 milyar 486 milyon dolar, ithalat yüzde 6,4 azalışla 311 milyar 703 milyon dolar, dış ticaret hacmi de yüzde 2,7 düşüşle 550 milyar 189 milyon dolar olarak hesaplandı. Bu dönemde dış ticaret açığı yüzde 27 azalarak 73 milyar 216 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 76,5 oldu. 2024’ün genelinde bakıldığında ihracatta otomotiv, kimya ve savunma ihracatı öne çıktı. Ocak-Kasım döneminde hizmet ihracatı ise 107 milyar dolara ulaştı. 2024 sonunda ihracatın 260 milyar dolar seviyesinde, beklentilere uygun gelmesi bekleniyor. 2025 için beklentiler ise yıllık ihracatın 280 milyar dolara çıkarılması yönünde. Ancak küresel pazarlarda talebin yavaş seyretmesi, yurt içi üretimde ise rekabetçiliği koruyacak maliyetlerin kaybedilmesi 2025’e dair umutları zayıflatıyor.
7- İTHALAT
2023 yılında Türkiye’nin ithalatı binde 5 düşüşle 361,8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. 2024 Ocak-Kasım döneminde ise Türkiye’nin 11 aylık ithalat yüzde 6,4 oranında azalışla 311,7 milyar dolara geriledi ve böylelikle geçen yılın aynı dönemine göre ithalatta 21,2 milyar dolarlık bir azalış gerçekleşti. İthalattaki bu gerilemede, ihracattaki durgunluk önemli bir etken oldu. Yurtdışı pazarlarda emtia fiyatlarındaki yatay seyre rağmen, Türkiye’nin ihracata yönelik üretimde yüksek maliyetler nedeni ile iyi bir performans gösterememesi, ithalatta fren etkisi yarattı. 2024 yılının ithalatta 340 milyar dolar ile kapanması bekleniyor. 2025 yılında ise ithalattaki düşüşün görece olarak gerilemesi beklentisi hakim. OVP tahminleri 2025 sonu ithalat faturasının 369 milyar dolar olacağı yönünde. Ancak küresel konjonktürdeki gelişmeler, özellikle emtia fiyatlarında olası bir sıçrama, ithalat faturasının kabarmasına neden olabilir.
8- CARİ AÇIK
Haziran-Ekim 2024 döneminde üst üste 5 ay fazla veren cari denge, yılın 10 ayında toplam olarak 36,1 milyar dolardan 3,3 milyar dolara indi. Bir başka deyişle cari açık geçen yılın aynı dönemine göre onda bire gerilemiş oldu. 12 aylık veriler göre ise açık 46 milyar dolardan 7,7 milyar dolara inmiş durumda. Ancak bu olumlu tablonun kasım ve aralık ayında tersine dönmesi bekleniyor. Zira yıl sonunda hem dış ticaret açığında büyüme hem de turizm gelirlerindeki düşüş devreye girmiş olacak. Yani aslında 2024’ün ikinci yarısında yaşanan cari dengede başarı, Türkiye’nin üretim ve ihracattaki başarısından çok konjonktürel bir etki. Bu nedenle sürdürülebilir bir zemine oturması mümkün gözükmüyor. 2024 sonunda cari açığın GSYH içindeki payının yüzde 1,7 düzeyinde gerçekleşmesi beklenirken, OVP’de 2025 yılında cari açığın GSYH içindeki payı yüzde 2 olarak öngörülüyor. Ancak dış ticarette olduğu gibi cari dengenin düzeyinde de 2025’teki belirsizlik ortamının nereye doğru evrileceği belirleyici olacak.
9- BÜTÇE AÇIĞI
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre merkezi yönetim bütçesi, ocak-kasım döneminde 1 trilyon 276 milyar 935 milyon lira açık verdi. Bu dönemde bütçe gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 67,2 yükselerek 7 trilyon 793 milyar 286 milyon liraya çıktı. Bütçe giderleri de aynı dönemde yüzde 81,8 artarak 9 trilyon 70 milyar 221 milyon lira oldu. 2024’te yıllık bazda harcama artışı yavaşlasa da gelir artışının daha belirgin ivme kaybetmesi nedeniyle, bütçe performansı önceki yıla göre kötüleşti. Hükümetin bütçe teklifine göre, 2025 yılında ise bütçe giderlerinin 14 trilyon 731 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 12 trilyon 800 milyar lira olması hedefleniyor. Bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 3,1 olarak gerçekleşmesi, faiz giderlerinin ise yüzde 3,2 seviyesinde olması öngörülüyor. 2025 için OVP’de öngörülen bütçe açığının ise yaklaşık 2 trilyon TL olması bekleniyor.
10- DÜNYA EKONOMİSİ
Dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ve Çin’de büyümenin yavaşlamasıyla küresel ekonominin 2024’te yüzde 3 civarında büyüyeceği öngörülüyor. 2025’te ise Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşünün küresel ölçekte geniş kapsamlı sonuçları olması bekleniyor. Trump’ın vaat ettiği ilave gümrük vergilerinin gerçekleşmesi halinde, kısa vadede enflasyonun tetiklenmesi ihtimali yüksek. ABD Merkez Bankası (FED), 2024’ün son toplantısında faizini 25 baz puan düşürdü. Yüzde 4.25-4.50 aralığına inen faizler eylülden beri 3 toplantıda 100 baz puan indirilmiş oldu. Ancak FED’den yapılan açıklamaya göre, 2025’te 4 indirimin yerini artık 2 indirim aldı. Yeni yılda, görev süresi 2026’da dolacak FED Başkanı Powell ile Trump arasındaki gerilimin şiddeti, piyasalar açısından en dikkatle izlenecek konulardan biri olacak. Avrupa’da ise pandemi sonrasında yaşanan ekonomik durgunluğa ABD ve Çin ekonomilerinin yoğun baskısı da eklenmiş durumda. Euro Bölgesi ve AB’nin yıllık enflasyonu Kasım 2024 itibariyle yüzde 2’den yüzde 2,2’ye yükseldi. ECB ise yılın son toplantısında mevduat faiz oranını 25 baz puan indirdi ve yüzde 3’e çekti. Böylelikle 2024 yılında ECB, dördüncü kez faiz indirmiş oldu. ECB Başkanı Lagarde, ABD gümrük tarifeleri tehdidinin zaten zayıf olan büyüme beklentilerini gölgelemesi nedeniyle ECB’nin faiz oranını düşürmeye devam edeceğini söyledi. Gelişmekte olan ülkelerin büyümesi ise 2025’te yavaşlayacak. Uluslararası Finans Enstitüsü’ne (IIF) göre gelişmekte olan piyasalara yönelik sermaye akışları 2024 yılındaki 944 milyar dolar seviyesinden 2025’te 716 milyar dolara gerileyecek. Bu nedenle aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde büyümenin 2024’teki yüzde 4’ler seviyesinden yüzde 3 bandına çekileceği öngörülüyor. Son dönemde yavaşlama eğilimi gösteren Çin’de büyümenin ise Dünya Bankası tahminlerine göre 2024’te yüzde 4,8, 2025’te ise yüzde 4,3’e düşmesi bekleniyor.
Kaynak: ekonomist.com.trRead More
Kandilli son depremler listesi için TIKLAYIN
AFAD son depremler listesi için TIKLAYIN
DEPREM iLE iLGiLi HABERLER
CANLI SKOR