M.Ali ABAKAY: İHATA DUVARI TARİHİ ESER Mİ?

Şehir Araştırmacısı- Gazetemiz Yazarı Mehmet Ali Abakay, fotoğraflarla bu çarpıklığa dikkât çekti.

Bu yapı mı eski duvar mı?

Yapının levhasını oraya iliştiren kurum, duvarı kaldırmaya muktedir değil mi?

Duvar, tarihî eser mi?

Yapı, hangi şahsın ya da şahısların kabrini korutan türbe olursa olsun, bu duvarın burada işi ne?

M. Zeki Özer: Sur içinde hummalı çalışmalar var. Surlar, burçlar onarılıyor.

M.Ali Abakay: “Sur içi” şehrin kalbidir, evet. Kast ettiğiniz yeni yerler olmalı.

Gerektiği zaman ancak bir -iki noktaya uğruyoruz.

M. Zeki Özer: Şehre dair gördüğünüz eksiklikler var mı, bu bağlamda?

M. Ali Abakay: Sur içi kimisine göre cıvıl cıvıl. Şeyh Mattar’dan tutun Yeni Kapı güzergâhına kadar.

Göze çarpan kimi noktalar var, bizim için.

Dile getirmek istediğimiz çok husus vardır, elbette. Yeri geldikçe belirtiriz, diğerlerini.

M. Zeki Özer: Hangisinden başlarsanız…

M. Ali Abakay: Siz yapıları aynı formatta dikeceksiniz. Yeşil alanlar açacaksınız. Her yer Toledo minvalinde.

İş yerleri açılacak, açılmak üzere yenileri var.

Bir yapının maddî değeri milyonları bulacak.

Bizim burada yatırımımız olmadı, olması mümkün değil.

Milyonlarca lira harcanacak, o kadar gelir elde edilecek, tarifı rakamlarla güç.

Türbâ Spi’nin varlığı varlığı söz konusu. Kitabesi var. Sur’da yeri belli.

Kapısı açık, tavanı göçmüş, sacla kaplı, dört yanı yıkılmak üzere.

Öte yanda yapılan binalarla övünmenin bizce anlamı eksik kalır, manası tamam kalmaz.

Türbâ Spi’nin kapsadığı alan, bir oda kadar. Hiç mi bunun için bir ödenek olmaz. Briketle de örülebilir, bu alan. Yığma taşlarla da tamamlanır, türbe.

Bu kadar bazalt taş var da kimseler görmez mi?

Bu türbe, hatırı sayılır değerdir, kabrin girişinde asırlık ağaç bulunuyor.

Bu alanın yapımı çok mu masraflı?

Gereken izin verilirse iki – üç günde tamamlanır.

Yetkililerin üç tarafı yeşil alan, bir tarafı ara cadde olan türbenin bakımsızlığını görmemeleri imkânsız.

Dikkâtlerini araştırmacı olarak çekiyoruz. Bu türbenin iki – üç günde yapılması gerekir.

M. Zeki Özer: Diğer konular var mı?

M. Ali Abakay: Erb’a-daş Çeşmesi, Saray Kapı’ya varmadan sola dönünce Nasuh Paşa Cami güzergâhında.

Bunca masraf edeceksiniz, burada üç- dört gözden su akıtılmayacak, kitabenin burçta olan açıklaması levha olarak sabitlenmeyecek bir yere.

Evliya Çelebî’ye müracaat edenler, bu çeşmenin hikâyesini de öğrenmelidir.

Burada yer alan, basamakla inilen Erb’a-daş, dört gözlü bir çeşme. Su akması gereken havuz kısmı çöple dolu.

M. Zeki Özer: Ara ara sizinle görüşüyoruz. Türbâ Spi önemli, Erb’a-daş önemli.

Üzerinde durulmasını istediğiniz başka husus var mı?

M. Ali Abakay: Hususlar var, elbette. Bu söyleşide Zincirkıran Türbesi’ne de yer açalım.

Türbe Nasuh Paşa Cami alanında. Siz, Fatih Paşa’ya giderken sağda kalır.

Türbenin giriş kapısını bulamıyorsunuz. Önünüzde türbe kapısında bir levha var. Duvarla kapı arasında bir kişilik geçiş var.

Şimdi bu yapının mimarîsi mi ön plâna çıkarılmalı yoksa engel olarak duran duvar mı?

Duvar, bu yapının insicamını bozmaktadır.

Asılan kurum levhasında türbede bulunanlar hakkında muallak bilgiler var.

Araştırılarak tespit edilebilecek bir husus.

Bu ilgili ve alakalı kurum ya da kuruluşlar, türbenin önünü kesen sıradan duvarın tarihî eser olmadığının farkında olsa gerek.

Yerinde inceleme yapılırsa ne dediğimiz anlaşılır, doğrusu.

Daha önce belirttiğimiz tespitler vardı, bir tepki gösteren olmadı. Daha somut olan bu üç hususta fikir sahibi olmak istiyoruz.

Türbâ Spi yıkılmadı. Yıkılsaydı, yeri belirsiz hale gelirdi. Yıkılmamış ve ortadaysa yeni yapılan yapıların merkezi yerinde. Burada oturanlar, hiç mi rahatsız olmuyor? Bir çok STK’ya ayrılan alanda bu yapı dikkât mi çekmiyor?

Bu sorunun cevaplanması gerekir.

Erb’a-daş Çeşmesi, belki yetkililerin farkına varmadığı husustur, kendilerine bu yer gösterilmemiş olabilir de yanlışlar ve hatalar görmezlikten gelinemez.

Üçüncü husus Zincirkıran Türbesi tam televizyonluk bir haber.

Biliyorsunuz yakın zsmanda bir festival yapıldı, bu alanda.

Yetkililerin bunu görmemesi bizce imkânsız.

Bu duvarın buraya dikilmesi bir fecaat. Yoksa kaldırılması için kurul kararı mı gerekir? Umarız, bu yanlışlıktan tez dönülür.

Fatih Paşa yanı Medrese- Şafiî Cami içinde görüşümüzü bir yazıda ifade etmiştik, tekrara gerek yok, sanıyoruz. Çağrımız, cevapsız kaldığı için.

M. Zeki Özer: Belirttiğiniz hususları kamuoyu ile paylaşırken yetkililerden duyarlılık bekliyoruz. Teşekkür ederiz.

Yoğrulduğumuz yoklukları imtihan sayıp yo-rul-ma-sak!…