“İhtiyaçları göz önünde bulunduran özgürlükçü bir anayasa olmalı”

Türkiye’de yürürlükte olan Anayasa, 12 Eylül 1982 askeri darbe anayasasıdır. Her ne kadar 1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş olsa da yaklaşık 43 yıldır kullanılan metin hala bir darbe anayasası ürünüdür.

Yeni anayasa çalışmalarını takip ettiklerini ve hazırlanacak metnin önlerine gelmesini beklediklerini ifade eden Yeniden Refah Partisi Adana İl Başkanı Selahattin Baysal, çıkarılacak kanunların ve hazırlanan taslağın adalet temelli, toplumun adet, örf ve inanç değerleriyle uyumlu olması gerektiğini söyledi.

Yeniden Refah Partisi Adana İl Başkanı Selahattin Baysal, anayasa tartışmalarıyla ilgili değerlendirmede bulundu.

“Özgürlükçü bir anayasa olması gerekiyor”

Mevcut anayasanın toplumsal ihtiyaçları karşılamadığı belirten Baysal, “Şayet karşılanmış olsaydı yeni anayasa konusu gündeme gelmezdi. Yeni anayasa yaparken de dikkat edilmesi gereken konular var. Mutlaka insanlarımızın ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, insanlarımızın lehine ve menfaatine olan özgürlükçü bir anayasa olması gerekiyor. ” dedi.

“Çıkarılacak anayasanın örf, adet ve inanç değerlerimize mutlaka uyumlu olması gerekiyor”

“Çıkarılacak anayasanın uygulayıcılarının da çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum” diyen Baysal,  “Çıkarılış amaç ve gayesine uygun olarak uygulanması ve uygulayacak insanların yetiştirilmesi gerekiyor. Çıkarılacak anayasanın kendi örf ve adetlerimize kendi inanç değerlerimize mutlaka uyumlu olması gerekiyor ki tüm insanlarımızı kucaklasın. Çalışmaları göreceğiz, önümüze geldiğinde yapılması gereken düzeltmeler varsa bunlarla ilgili bilgi vereceğiz. İtiraz ettiğimiz konular varsa bunlarla ilgili de vurgu yapacağız. Yeni yapılacak anayasanın şimdiden vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.” diye konuştu.

“İnsanlarımızı düşman etmek yerine barıştıracak, kucaklayacak kelimeleri ve terimleri kullanmaları gerekiyor”

Anayasa yapıcılarının geneli kapsayıcı nitelikte kanunlar yapması gerektiğine vurgu yapan Baysal, “Anayasa yapan insanlar kendilerini koruyucu, kollayıcı, kendi ideolojilerini ve fikirlerini muhafaza altına alacak şekilde kanun yapıyorlar. Halbuki normalde çıkarılan kanunların, yasaların, maddelerin insanlarımızı kucaklayıcı, 80 milyonun anayasası olması gerekmektedir. İnsanlarımızı birbiriyle düşman etmek yerine barıştıracak, kucaklayacak kelimeleri ve terimleri bulmaları ve kullanmaları gerekiyor. Bunun üzerinden hareket etmeleri, kesinlikle inançlarımızla, örf ve adetlerimizle kavga etmemesi ve birbirimizle mücadele ettirmemesi gerekiyor. Yeni anayasanın açık ve açıklayıcı olması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

“Allah’ın adaleti, en büyük adalettir”

Yeni anayasanın temelinde öncelikle adaletin olması gerektiğini ifade eden Baysal, “O masada oturan arkadaşların birinin hakkının bittiği yerde diğerinin başladığını unutmayarak, ortak bir metin oluşturacaklar. Kimse kimsenin hakkına tecavüz etmeyecek, kendi ideolojilerini dayatmayacak. Bunu yaptıkları takdirde adaletli bir şekilde hareket ettikleri takdirde her şey anlaşılır ama diktacı bir şekilde illa da benim dediğim olacak, senin hakkını ben tanımıyorum, hak benimse var; seninse yok, şekilde bir dille hareket edilirse oradan ancak kavga çıkar ve çıkarılacak kanunlar da milletimizi kucaklamaz.” ifadelerini kullandı.

“Sünger gibi çekilmeyecek şekilde bir kanun yasası çıkarılmalı”

Baysal, “Birbirlerinin hakkını koruyacak şekilde kanunlar çıkarılması gerekiyor ama en önemlisi de çıkarıldıktan sonra bunları kim uygulayacak? İnsanlar kendi anladıkları şekilde değil, çıkarılan kanunların amaç ve gayesine uygun bir şekilde açık ve açıklayıcı, net bir şekilde, o tarafa bu tarafa, kimsenin istediği şekilde sünger gibi çekemeyecek şekilde bir kanun yasası çıkarılmalı. İnsani haklar nedir? İnsan değerleri nelerdir? Bunlara dikkat edecek insanlar, ahlaklı insanlar yetiştirerek, bunları uygulayıcı insanları da mutlaka yetiştirmemiz gerekiyor. İkisi birlikte ancak insanlarımıza adalet dağıtabilir.”