Halk: Yerinde Dönüşüm Projesi olumlu bir adım olacaktır

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikli Bakanlığı tarafından 6 Şubat Kahramanmaraş depremi sonrası Türkiye genelinde başlatılan Yerinde Dönüşüm Projesi ile hak sahiplerine 500 bin TL hibe ve 500 bin TL faizsiz kredi verilerek ağır hasarlı konutların dönüşümü sağlanacak.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın deprem bölgesinde yıkılan ya da hasarlanan ev ve iş yerleri için hayata geçirdiği Yerinde Dönüşüm Projesi’ne başvurular sürüyor.

Başvuruların, e-Devlet üzerinden yapılabildiği projenin süreçleri deprem bölgesinde 23 noktada kurulan yapım ve dönüşüm ofisleri üzerinden yürütülüyor.

İmara kapatılmayan bölgeleri kapsayan projeden Hazine arazilerindeki işgalci yapılar yararlanamıyor.

Şanlıurfa halkı, Yerinde Dönüşüm Projesi ile ilgili İLKHA’ya konuştu.

“Devletin bu konuya el atmış olması makul görülecektir”

Halil Kılıç

Yerinde Dönüşüm Projesiyle birlikte can sağlığının güvenceye alınacağını söyleyen Halil Kılıç, “Deprem açısından olumlu bir adım olacaktır. Herkesin can sağlığı biraz daha güvence altına alınmış olur. Devletin bu konuya el atmış olması halk tarafından daha makul görülecektir. Yapı denetimcilerin bina kontrollerini yapması gerekir. Yeni inşaatlar yaparken bunlara ruhsat veren firmaların tamamıyla kontrol edilmesi gerekir ki başıboş bir şekilde binalar, dayanıksız binalar yapılmamış olsun. Binaları yeniden devletin inşa etmesi mantıklı bir hamle olacaktır. Depremde yaşadık TOKİ binalarında depremde herhangi hasar gören bir yer olmadı. Diğer illerde de hakeza görebildik. Projeyi TOKİ’nin yaptığı şekilde inşa ederlerse toplumumuz daha sağlam ve daha kalıcı bir yapı sahibi olacak.” dedi.

“Devlet bunu tespit edecek güzel bir şekilde bina dayanıklı mı değil mi diye test etmeli”

Ömer Sevim

Projenin deprem testinden geçmesi gerektiğini ifade eden Ömer Sevim, “Yerinde Dönüşüm Projesi olması gereken bir proje. Normalde ağır hasarlı veya orta hasarlı binalar yapılmadığı zaman şehrin bir bütünü bozulmuş olacak. O binaların yeri doldurulmadığı zaman farklı yerlere taşınılacak. Yıkılan binaların yeri boş kalacak ve bu da çarpık kentleşmeye sebep olacak. Devlet bunu tespit edecek güzel bir şekilde bina dayanıklı mı değil mi diye test edecek. Binanın zemin etütü sağlam olacak şekilde tekrar inşa edilip vatandaşa verilmesi gerekiyor. İmkânı olan başvurmalı çünkü başka çözüm yolu yok ki farklı bir alternatif varsa vatandaş kendisi onu arayacaktır.” diye konuştu.

“Proje halkı mağdur durumda bırakmazsa çok güzel olur”

Mehmet Göldağ

Mehmet Göldağ ise proje ile ilgili “Proje olursa güzel olur. Sonradan kandırmaca olmazsa faiz filan eklenmezse halkı mağdur durumda bırakmazsa çok güzel olur. Depreme dayanıklıysa olumluysa olur. Tabi ki halkı mağdur etmemek şartıyla… Sonrasında ekstra faiz çıkarmasa güzel olur.” ifadelerini kullandı.

“Bu projeye geç kalınmış olarak bakıyorum”

Servet Dağ

Projeyi olumlu karşılayan Servet Dağ, “Projeye olumlu olarak bakıyorum. Bu projeye geç kalınmış olarak bakıyorum. Devletimizin bu konuda duyarlı uygulamaları var. Bunlara şahitliğimiz var fakat bazı belediyeler bu konuda destek vermediği için depremlerde olan yıkılmalara ondan dolayı yakalandığımıza inanıyorum. Devletin bu tür uygulamalarını destekliyorum. Bu konuda bizim vatandaşlarımızın veya ev sahiplerinin bu konuya duyarlı olmalarını istiyorum. İnsan hayatının ucuz olmaması lazım. Yapılan bir destek ve teşvik var, bunu bizim güzel bir şeye çevirmemiz lazım.” şeklinde konuştu.

“Vatandaşlarımızın veya ev sahiplerinin bu konuya duyarlı olmalarını istiyorum”

Dağ, son olarak şunları söyledi:

“Vatandaşlarımız bu konuya destek vermeli çünkü bugün evinizde ailenizle çoluk çocuğunuzla sevdiklerinizle yaşıyorsunuz. Bu sevdiğiniz insanların hayatını neden tehlikeye atıyorsunuz? Buna sebep olanlar aslında evlerini kiraya veren ev sahipleridir. Evlerinin yıkılıp yaptırılmamasını istiyorlar çünkü o ev bir yıl boş kalkacak. Doğru yapıldıktan sonra sen o evi daha sağlıklı bir şekilde daha sağlam olarak insanlara kiraya vereceksin ve oturan insanlar sana duacı olacak. 1 yılı kira geliri olarak düşünmemeleri lazım. İnsan hayatı olarak düşünmemiz lazım artık. Bugün mallar eşyalar önemli değil insan hayatı önemli. İnsanların artık hoşgörüyü geri kazanması lazım. İnsanlar artık gülmeyi, birbirlerine tebessüm etmeyi unutmuş. Bu konuyla ilgili devletin yaptığı güzel bir uygulama, şahsen ben bu konuyu bütün insanlarımızın desteklemesini isterim.”