Hakan Fidan : İsrail Esed’in gitmesini asla istemedi
Hakan Fidan : İsrail Esed’in gitmesini asla istemedi
Hakan Fidan’dan flaş açıklama: Amerika ve İsrail Esed’in gitmesini hiç istemedi
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan merkezli Al Hades kanalına röportaj verdi. Suriye’deki gelişmelerin Gazze Şeridi’ne olası etkileri sorulan Bakan Fidan, “Suriye’den İsrail’e herhangi bir askeri harekat gördünüz mü siz? Esed kendini geriye çekmişti, İran’la İsrail’in kendi toprağında savaşmasını seyrediyordu. İsrail hiçbir zaman için Esed’in gitmesini istemedi.” diye konuştu. İsrail’in Esed’i kendisi için ‘faydalı bir aktör’ olarak gördüğünü belirten Bakan Fidan, “Yani son güne kadar, Amerikalıların bize söylediği harekat başladıktan sonra da, ‘İsrail, Esed’in gitmesini istemiyor’ oldu.” dedi. Fidan, Amerikan başkanlığı koltuğunu devretmeye hazırlanan Joe Biden’in Başkan Yardımcısı olduğu dönemde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde, “Biz Esed’in gitmesini istemiyoruz” dediğini de aktardı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan merkezli Al Hades kanalına mülakat verdi.
Suriye’de Esed rejiminin devrilmesine ilişkin konuşan Bakan Fidan, “Suriye’de 13-14 yıllık yoğun bir çileli dönemin ardından yeni bir döneme girdik. Biliyorsunuz Türkiye’nin Suriye ile 911 kilometrelik bir sınırı var ve nüfuslarımız akraba nüfuslar. Tarihle, coğrafyayla, kültürle, inançla artık bağlarımız bağlanmış, etle tırnak olmuşuz. Dolayısıyla Suriye’deki bu sıkıntılı dönem başladığında Suriye muhalefeti kuzeyde olanlar sırtlarını Türkiye’ye dayadılar ve özellikle milyonlarca yerlerinden edilmiş mülteci Türkiye’yi kendilerine vatan bildiler, ev bildiler; biz de onlara kucak açtık.” diye konuştu.
“Suriye muhalefetinin Türkiye’de zemin bulması, çalışması önemliydi.” diyen Bakan Fidan, “Türkiye özellikle Suriye muhalefetinin yapıcı bir şekilde sorunu çözmesi için çok çalıştı. Astana Süreci bu konuda fevkalade önemliydi, ama maalesef Esed rejimi belki birazdan konuşacağız çok çeşitli sebeplerden dolayı bir türlü bu çözüme yanaşmadı ve bir denklem arasında kaldı: Ya gücü kendi halkıyla paylaşacaktı, halkıyla barış yapıp ya da dışarıdan gelen hegemonlarla, güçlerle, onu halkına karşı savunan güçlerle gücü paylaşacaktı. Tabii Rusya’yla ve İran’la bu gücü paylaşınca beraber savaştılar, istedikleri kararları alamadılar. Çünkü her ülkenin farklı çıkarları vardı ve bir noktadan sonra Esed gerek halkıyla barışmada, gerek milyonlarca insanı geri getirmede, gerek halihazırda Suriye’de bulunan insanlara hizmet götürmede, temel hizmetleri götürmede, ekonomide başarısız olunca artık sistem kendiliğinden çöktü” dedi.
“Hiçbir ülkeyle veya hiçbir grupla bir araya gelip böyle bir planlama ve çalışma içerisinde olmadık”
Türkiye’nin Esad rejiminin devrilmesine ilişkin süreçteki rolüne ilişkin soru üzerine Bakan Fidan, “Türkiye böyle bir sürecin asla parçası olmadı. Harekat başladıktan sonra HTŞ ve diğer muhalifler tarafından harekat başladıktan sonra, bunun en kansız, en problemsiz, en maliyetsiz şekilde nasıl olması için yoğun bir çaba gösterdik, ama onun öncesinde hiçbir ülkeyle veya hiçbir grupla bir araya gelip böyle bir planlama ve çalışma içerisinde olmadık” ifadelerini kullandı.
“Türkiye, muhaliflerin görüşlerini her zaman için masaya getirdi”
Türkiye’nin Rusya ve İran ile Suriye konusunda yaptığı görüşmelere değinen Bakan Fidan, “Astana Süreci boyunca ve diğer süreçlerde, Suriye ile ilgili süreçlerde, Rusya, Türkiye, İran sahadaki ateşkesin devam etmesi, sorunların çözülmesi için çok yoğun ve düzenli bir görüşme trafiği içerisinde oldular açıkçası. Türkiye, muhaliflerin görüşlerini her zaman için masaya getirdi, İran’la Rusya da rejimin görüşlerini; bir noktaya kadar bunu götürdük. Onlarla bizim son derece karşılıklı saygıya dayalı ilişkimiz var, birbirimizi tanıyoruz ve süreç başladığında da biz kendileriyle konuştuk. Yani 2006’daki, 2016’daki, 2015’teki aynı senaryoyu tekrar etmenin bir anlamı yok. Beşşar Esed, maalesef siz onun yardımına geldiniz, muhalifleri püskürtmede yardımcı oldunuz, fakat halkına hizmet götürmede, sistemi ayağa kaldırmada, halkıyla barışmada bir başarı gösteremediği için bugün böyle bir tabloyla karşılaştık. Benim anladığım hem Rusya’nın hem İran’ın kendi yaptıkları değerlendirmeler, analizler tabii ki bir neticeyi onlara da gösterdi. Ama bölgenin önemli bir unsuru olarak muhaliflerin önemli bir dostu olan Türkiye’nin belli konularda onlarla yapıcı bir dil içerisinde bu süreci yönetmeyle ilgili konuşmasının da çok etkili olduğunu düşünüyorum ve bundan sonra da biz onlarla konuşmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Esed’in ülkeyi terk etmesi için kimin aradığına dair gelen soruya Bakan Fidan, “Şimdi ben direkt yani muhataplarımızın Şam’la belli bir trafik teması içerisinde olduğunu biliyoruz, onlar bize söylediler o gün. Ama birebir hangisi, hangi seviyeden direkt kendisiyle konuştu, o konuda bilgim yok. Ama benim bildiğim mesaj iletildi” cevabını verdi.
“Bu konuda bizim bir rolümüz yok”
Esed’in Suriye’den kaçışı konusunda Türkiye’nin olanak tanıdığına dair iddiaların sorulması üzerine Bakan Fidan, “Yok, asla doğru değil. Bu bizim yapacağımız bir şey de değil. Bunu Ruslar kendileri ilan ettiler, kendileri bu işi organize edip götürdüler. Bu konuda bizim bir rolümüz yok” dedi.
MİT Başkanı Kalın’ın Şam ziyareti
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın’ın 12 Aralık’ta Suriye’nin başkenti Şam’a yaptığı ziyarete değinen Bakan Fidan, “Şimdi biliyorsunuz biz İbrahim Bey’i gönderirken ondan önce hem bölge ülkeleriyle hem Batılı ülkelerle geniş bir istişare içerisinde bulunduk, Şam’daki yeni yönetimle hem bölgedeki ülkeler hem dünya ülkeleri nasıl iletişim kurmalı? Yaptığımız temaslarla orada genel bir algı ve talebi gördük ve herkesin üzerinde aşağı yukarı ittifak ettiği belli prensipler vardı. Bunlar terör örgütlerinin yeni dönemde Şam’dan istifade etmemeleri, özellikle azınlıklara karşı iyi davranılması. Hristiyanlar, Kürtler, Aleviler, Türkmenler başta olmak üzere. Daha sonra kapsayıcı bir hükümetin kurulması gibi, komşularına tehdit olmaması gibi çeşitli oluşmuş görüşler vardı. İbrahim Bey bu görüşleri uluslararası toplumun, bölgenin ve bizim tabii ki görüşlerimizi karşı tarafa iletti. Karşı tarafın da verilerini aldı. Biz o verileri aldıktan sonra da zaten cumartesi günü biliyorsunuz Ürdün’de, Akabe Körfezi’nde çok önemli bir toplantı vardı. Oraya gittik ve orada da alacağımız kararlara temel teşkil eden görüşmeler yaptık” ifadelerini kullandı.
Haber Devam Ediyor
Detayli Bilgi
“Heyetin ve diğer bileşenlerin bir numaralı önceliği Beşar Esed’in yaptığı hataları tekrar yapmamak”
Türkiye’nin Suriye politikasına değinen Bakan Fidan, “Biliyorsunuz bizim Suriye’deki politikamız birkaç ayaklıydı bu geçtiğimiz on üç yıl boyunca. Bunlardan önemli bir politika da muhalefetiyle barışmayan Esed’den dolayı daha fazla mültecinin Türkiye’ye gelmesini önlemekti. Onun için ileri hatlarda kontrolü elinde tutan muhalif unsurlarla Türkiye çalıştı. Özellikle Suriye Milli Ordusu, Ulusal Kurtuluş Cephesi, bunlar Türkiye’nin birebir çalıştığı yerlerdi. İdlip’te, Heyet Tahrir el-Şam’ın kontrolü altında 4 milyon Suriyeli vatandaş yaşıyordu. Bunların belli bir kriz esnasında Türkiye’ye gelmesi mümkündü. Bu krizlerin çıkmaması, oradaki varlığın istikrarlı devam etmesi için bizler tabii ki belli bir koordinasyon içerisinde hep olduk ve o süreç içerisinde de Heyeti tanıma imkânımız oldu. Onlara özellikle modern yönetim algısı nasıl olur, modern yönetim sistemleri nasıl olur, onlar konusunda tavsiyelerimizi, nasihatlarımızı hep ilettik. Bizim gördüğümüz şu anda Heyetin ve diğer bileşenlerin bir numaralı önceliği Beşşar Esed’in yaptığı hataları tekrar yapmamak ve halkı kucaklayarak hak ettikleri bir refahı ve istikrarı götürmek. Bunu yapmada bizim yardımcı olmamız lazım, onların da hata yapmaması lazım” diye konuştu.
Haber Devam Ediyor
Detayli Bilgi
“İsrail hiçbir zaman için Esed’in gitmesini istemedi”
Suriye’deki gelişmelerin Gazze Şeridi’ndeki duruma etkisi sorulan Bakan Fidan, “Benim bu konuda farklı fikirlerim var. Yani 13 yıl İstihbarat Başkanlığı yaparken, bölgede İranlı arkadaşlarımızla da çok konuştuk. Yani sizin özellikle Suriye’de Beşar Esed’ın İsrail’e karşı bir direniş cephesinin bir unsuru olması meselesi bir şaka. Yani Beşar Esed İranlılara yer veriyordu. Suriye’den İsrail’e herhangi bir askeri harekat gördünüz mü siz? Görmediniz. İsrail’den Suriye’ye askeri harekat gördünüz mü? Görmediniz. İsrail’den yapılan bütün askeri harekatlar İranlı ve İranlı milislere yönelikti, yani Suriye ile ilgili bir problemi yoktu. Esed kendini geriye çekmişti, İran’la İsrail’in kendi toprağında savaşmasını seyrediyordu. Bakın ben size bir şey söyleyeyim, Suriye muhalefeti bundan 6-7 sene önce Şam’da şimdiki yaptıklarını yaptığı sırada, o zaman Biden Başkan Yardımcısıydı, Türkiye’ye geldi, Cumhurbaşkanımızla görüştü ve biz Esed’in gitmesini istemiyoruz dedi. Biz biliyoruz aslında bu onun değil İsrail’in bir görüşüydü. İsrail hiçbir zaman için Esed’in gitmesini istemedi. Esed’in İranlılara verdiği ortamdan mutsuzdu İsrail. Ama Esed’in genel manada kendisi için faydalı bir aktör olduğunu biliyordu. Yani son güne kadar, Amerikalıların bize söylediği harekat başladıktan sonra da, İsrail, Esed’in gitmesini istemiyor” dedi.
Kaynak: HaberVitrini Read More
Kandilli son depremler listesi için TIKLAYIN
AFAD son depremler listesi için TIKLAYIN
DEPREM iLE iLGiLi HABERLER
CANLI SKOR