Gizli tanığın ‘Akşener FETÖ’cüdür’ davası sonuçlandı
Gizli tanığın ‘Akşener FETÖ’cüdür’ davası sonuçlandı
Meral Akşener hakkında açılan FETÖ soruşturmasında karar
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında, 2016 yılında “gizli tanık” beyanlarına dayandırılarak başlatlan ‘FETÖ soruşturması’nda savcılık kararını verdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında; Cizre’den “Yağmur” kod adlı bir gizli tanığın iddiaları üzerine, 2016 yılında, “FETÖ üyeliği” iddiasıyla ile soruşturma başlatmıştı. Soruşturmada gizlilik kararı alınmıştı.
Akşener, pek çok açıklamasında hakkındaki soruşturmayı anımsatmıştı. Akşener, “Siz devletsiniz, böyle bir iddiayı ciddiye aldığınız anda bile, gelip beni almanız gerekir. Ya gereğini yapın ya da bu saçmalığa bir son verin” demişti. Akşener, avukatı aracılığıyla birçok kez savcılığa başvurmuş, ifadesinin alınmasını istemişti. Akşener’in talepleri yerine getirilmemişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmanın açılmasından yaklaşık yedi yıl sonra, 22 Ağustos 2023’te kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi. Karar, bugün avukatı aracılığıyla Akşener’e tebliğ edildi.
Kararda, şu değerlendirmeler yapıldı: “Suçsuzluk karinesinin, adil yargılanma hakkının uzantısı olan temel bir hak olduğu, lekelenmeme hakkının da suçsuzluk karinesinin bir sonucu olarak ortaya çıktığı gözetilerek,
… Gizli tanık beyanının tek başına hükme esas alınamayacağı, şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlı olduğuna, örgüt ile hiyerarşik bağ kurup; süreklilik, çeşitlilik, yoğunluk içeren eylemlerde bulunarak silahlı terör örgütü üyesi olduğuna ve bunu son döneme tek sürdürdüğüne ilişkin hakkında kamu davasının açılmasını haklı kılacak nitelikte her türlü şüpheden uzak, yeterli, kesin ve inandırıcı bir delil elde edilemediğinden hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.”
DAVANIN GEÇMİŞİ
Meral Akşener’in ‘sır dosyası’ açıldı! ‘Gizliliği kaldırın’ çağrısı…
Sözcü yazarı Aytunç Erkin, bugün kaleme aldığı yazısında İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ‘sır’ dosyasını açtı.
Meral Akşener’in “sır” dosyasını Aytunç Erkin köşesine taşıdı. 4 Ağustos 2016’da Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’na “Kar” ismiyle ifade veren gizli tanığın beyanları ile başlayan davada çarpıcı detaylar ortaya çıktı.
Gizli tanığın ifadelerine ulaşan Aytunç Erkin, “Geliyoruz ifadesindeki en kritik bölüme” diyerek şu bilgileri aktardı:
“Örgütün son dönemdeki hedeflerinden biri siyasi parti ele geçirmek, sızmaktı. Ya da parti kurmak istiyorlardı. Bildiğim kadarıyla bu konuda Meral Akşener isimli kişi kullanılmaktadır.
“Meral Akşener’in cemaat toplantılarına katıldığını biliyorum. Bunu örgüt mensubu kişilerden öğrendim. Kimliğim anlaşılmasın diye hangi örgüt üyelerinden bu bilgiyi öğrendiğim konusunda isim vermek istemiyorum.
“Ekip, belirli aralıklarla toplantılar yaptı. 2015-2016 yıllarında bu toplantıların sayısı arttı. Çünkü Meral Akşener’i MHP’nin başına getirmek istiyorlardı.
“Hakim-savcılar kendilerine verilen görevleri yerine getirdi. Ancak olmadı. Toplantılarda Akşener darbe planı yapmaya çalışıyordu.
“MHP’nin başına geçemeyince örgüt Meral Akşener’i başbakan yapma kararı aldı. Bu arada 15 Temmuz yaşandı. Bu darbe girişimini ABD’ye giden isminin Adil olduğunu öğrendiğim biri yönetti.”
“KAR” PKK’LIYMIŞ
Söz konusu ifadelerin ardından dosyanın başka bilgilerle birlikte Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nda birleştiğini aktaran Erkin, “Ankara, gizli tanık ‘Kar’ın nerede olduğunu soruyor. ‘Kar’ bulunamıyor. 27 Temmuz 2017’de, Tanık Koruma Daire Başkanlığı’ndan gizli tanığın akıbetiyle ilgili bilgi isteniyor. Gizli tanık nerede mi çıkıyor? 6 Şubat 2016’dan bu yana Cizre Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘silahlı terör örgütü üyeliğinden’ yargılandığı bilgisi veriliyor. O dönem FETÖ silahlı terör örgütü değil! ‘Kar’ da PKK üyeliğinden mahkemede!” bilgilerini aktardı.
DOSYADA GİZLİLİK VAR
Akşener’in aynı zamanda şahsi avukatı olan İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz ile görüşen Erkin, “Poyraz davada gizlilik var dedi ama dava aleniyet kazanırsa herkesle hesaplaşmaya hazır olduklarını ifade etti. Bana, 16 Ağustos 2020’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri dilekçeyi iletti. Dilekçede, 2016 yılında başladığı belirtilen soruşturmayla ilgili bilgilendirme yapılmadığı, 23 Haziran’da yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sürecinde ‘gizlilik kararı’ (28 Haziran 2019) alındığı, Akşener’in defalarca ‘gizlilik kararı kaldırılsın, kamuoyundan gizleyeceğim, çekineceğim bir husus yoktur’ şeklindeki başvurularına cevap dahi verilmediği belirtildi.” bilgilerini aktardı.
Sözcü’de yayınlanan yazının tamamı şöyle:
PKK’LI GİZLİ TANIĞIN İFADESİYLE FETÖ SORUŞTURMASI BAŞLATILMIŞTI…
O karanlık yıllar…
11 yıl önce…
6 Kasım 2012’de, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri’de görülen Ergenekon davasında, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, duruşmada gizli tanık “Deniz”in dinleneceğini belirtti. Gizli tanık kimliğini açıklamak istediğini, sesi ve görüntüsü bozulmadan ifade verebileceğini söyledi. Gizli tanık odasında ifadesi alınan kişinin PKK’lı Şemdin Sakık olduğu anlaşıldı.
Aynı gün…
Ergenekon davasında yargılanan Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ açıklama yaptı:
“Bugün; Silivri’de Türk Silahlı Kuvvetleri ile PKK Terör Örgütü karşı karşıya bırakılmıştır. Bugün; Silivri’de Türk Ordusunun PKK’ya karşı yürüttüğü mücadele yargılanmaktadır. Bir tarafta; ömürlerini PKK Terör Örgütü’ne karşı mücadele ile geçiren, ancak bugün haksız ve mesnetsiz suçlamalarla Ergenekon davasında sanık sandalyelerine oturtulan Türk Ordusunun Komutanı ve Karargahı.”
Neden bu tarihi hatırlatmayla başladım? Çünkü; 2016’dan bu yana süren ve hakkında gizlilik kararı olan bir davaya benzediği için.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na hitaben yazılmış dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Uzun Süre Soruşturma Tehdidi Altında Bırakma” kavramını da gündeme getiren bu yaklaşımın, gerek iç hukukumuz gerekse uluslararası hukukta yeri bulunmamaktadır.
Başsavcılığınızın ivedi olarak bu keyfiliğe müdahale ederek müvekkilim Meral Akşener’in ifadesinin alınmasına ve dosyadaki aynı keyfilikteki “gizlilik kararının” kaldırılarak kamuoyu ile dosya içeriğinin paylaşılmasına karar vermesi gerektiği kanaatindeyiz.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Milli İstihbarat Teşkilatı da dahil olmak üzere bir çok kurum Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmıştır.
Cumhurbaşkanı tarafından 07.08.2020 tarihinde yapılan açıklamada da; İYİ Parti ve Genel Başkanı Sn. Meral AKŞENER’e ilişkin “yerli ve milli” vurgusu yapılmıştır.Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı’nın istihbarat birimleri ve gerekli kurumlardan bilgi almaksızın böyle bir açıklama yapması söz konusu olamaz.
Meral Akşener yerli ve milli ise 4 yıldır bu soruşturmayı yapanların, bekletenlerin, sündürenlerin, sulandıranların, siyasete malzeme olmasına sebebiyet verenlerin yerli ve milli olup olmadıklarının tespiti gerekmektedir.
SONUÇ: Meral Akşener her çıktığı canlı yayında “FETÖ dosyamı açın, gizliliği kaldırın” dedi. Çünkü… Bu dosya “gizlilik kararıyla” birlikte yedi yıldır bir siyasi parti liderinin başında “demoklesin kılıcı” gibi duruyor. Sadece bir gizli tanığın ifadesiyle süren davadan bahsediyoruz. Türkiye, 2007’de Ümraniye’de başlayan Ergenekon kumpası sonrasında da Balyoz, sözde Şike, Casusluk, Oda Tv gibi davalarla çok çekti. Büyük hukuksuzluklar yaşandı. Bugün de delili olmayan, soyut iddialarla yürütülen soruşturmalar hukukun önündeki büyük engel değil mi? Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adalet Bakanı ve hukukçuları mutlaka bu sürece el atmalı!
Güncellenme Tarihi : 23.8.2023 19:17
Kaynak Haber: HaberVitrini.Com