Diyarbakır’da İsrail’in Gazze Politikalarına Karşı Büyük Çaplı Protesto

Yasin GÜLER – Diyarbakır’da faaliyet gösteren çeşitli sivil toplum kuruluşları, İsrail’in Gazze’ye yönelik uyguladığı insanlık dışı soykırım politikalarına karşı bir araya gelerek büyük çaplı bir protesto düzenledi. “Yürü Kardeşim, Ayaklarına Bir Kudüs Gücü Gelsin” adını taşıyan bu etkinlik, Diyarbakır halkının çeşitli noktalardan kitlesel yürüyüşleriyle 15 Temmuz Parkı’nda buluşarak güçlü bir dayanışma örneği sergilemesiyle dikkat çekti.

Protestoya katılan sivil toplum kuruluşları, basın açıklamasında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ve soykırımına karşı derin endişe ve tepkilerini dile getirdi. Aynı zamanda, ulusal ve uluslararası platformlarda bu acil insan hakları ihlallerine dikkat çekerek adalet ve barış çağrısında bulunuldu. Eylemin sadece bir karşı duruş olmadığını, aynı zamanda halk arasında bilinç oluşturma ve dayanışma ruhunu güçlendirme amacını taşıdığı vurgulandı.

Bu güçlü protesto aynı zamanda Dünya İnsan Hakları Günü’ne denk gelerek, bir konuşmada Filistin davasının “insan” olanların davası olduğuna vurgu yapıldı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edildiği 10 Aralık tarihine atıfla, Filistin direnişinin 64. günü anıldı ve bu çerçevede dünya liderlerine seslenildi.

Konuşmada, İsrail’in insanlık suçlarına karşı uluslararası toplumun daha etkin bir şekilde harekete geçmesi çağrısında bulunuldu. Ayrıca, Filistin davasının sadece bölgesel bir mesele olmadığı, tüm insanlığı ilgilendiren evrensel bir hak ve adalet sorunu olduğu vurgulandı.

Hükümete yönelik talepler arasında İsrail’in yaptığı soykırım sebebiyle diplomatların geri çekilmesi, ilişkilerin asgari seviyeye indirilmesi, İncirlik Üssü ve benzeri noktaların kapatılması yer aldı. Ayrıca, İsrail ile çifte vatandaşlığa sahip olanların vatandaşlıklarının iptali talep edildi.

Öte yandan, Müslüman ülkelerin liderlerine seslenilen konuşmada, zalimlerin baskısı altında olunduğu ifade edilerek, birlik olma ve zalimlere karşı durma çağrısı yapıldı.

Son olarak, Gazze’ye yönelik fiili saldırıların durdurulması ve tüm taşımacılık faaliyetlerinin geçici olarak durdurulması talepleri ile İsrail’e yönelik ticari ilişkilerde tedbirler alınması çağrısında bulunuldu.

Bu olay, Diyarbakır halkının güçlü bir şekilde sesini yükselttiği bir protesto olmanın ötesinde, evrensel bir hak ve adalet meselesi olarak tarihe geçti.