Deprem esnasında üniversite yolu üzerinde kurulan çadır kent gibi devletin ve milletin uğradığı zararlar için ne düşünüyorsunuz?

 Mehmet  Zeki Özer- Özel

6 Şubatta yaşanan depremin yaraları sarılmaya devam ederken,. o dönemde Dicle Nehri’nin kenarında kurulan çadır kent,  daha sonra kaldırıldı. Depremin üzerine yaklaşık 7 ay geçti, halen kimse kurulan çadır kentin zararını sormadı. Konu hakkında açıklamalar  resmî ağızdan yapılmadı. Bu konu hakkında Diyarbakır siyasi parti temsilcilerine sorduk.

Üçüncü sorumuza cevap veren siyasîlerin  cevaplarını olduğu gibi yorumsuz veriyoruz.

Zeyad CEYLAN (HDP İl Başkanı): 6 Şubat deprem felaketi sırasında da gördük,ilgili sivil toplum örgütleri ile demokratik kitle örgütleri ile yine ilgili kurum ve kuruluşlarla istişare yapılmadan alınan kararların ve yaşanan pratiklerin süreç içerisinde nasıl negatif bir sonuçla sonuçlandığını, deprem sırasında uygun olmayan yerlere yapılan çadır kentler pratiğinde gördük.

Halkımızın ve sivil toplum örgütlerinin uyarı ve itirazlarına rağmen büyük paralar harcanarak Dicle Nehri kenarında yapılan çadır kentin nasıl sular altında kaldığını,  işlevsizleştiğini hep beraber pratikte yaşadık.

Ali ERDEM (Yeniden Refah Partisi İl Başkanı):  Yaşadığımız büyük depremden sonra vatandaşımıza yaşatılan bu olayın hiç bir savunulacak yanı yoktur. Çadır Kentin kurulduğu alanın bu tür durumlarla karşılaşmaya müsait bir alan olduğu tüm vatandaşlar tarafından bilinirken buna karar veren yetkililerin bu kararı alırken farklı hesaplar içinde oldukları aşikardır.

Fesih  BOZAN (Saadet Partisi Başķanlık Kurulu ve GİK Üyesi): Devlet adına görev yapanlar, herhangi bir yatırım yapacakları zaman, o işle ilgili, hem devlette görevli hem de özel sektörde çalışan uzman kişilerden fikir almalı ve doğru yatırım için azami gayret göstermelidir. Ki devletin /vatandaşın parası çarçur edilmesin.

Bu gereği gibi yapılmadığı takdirde, meydana gelecek her türlü zarar, kendisine ödettirilmeli ve siciline yazılmalıdır. Terfi ve atama yapılırken bu sicile göre yapılmalıdır.

Vedat TURGUT( HUDAPAR İl Başkanı-GİK ÜYESİ): Rabbim bir daha böyle büyük afetlar ile milletimizi imtihan etmesin. Malumunuz depremin ilk anlarından itibaren, HÜDA PAR olarak depremzedelerin imdadına koştuk ve depremin yaşandığı en ücra köylere kadar gidip sorun ve sıkıntıları ile ilgilendik.

Musibetin büyüklüğü karşısında, dayanışma, birlik ve beraberlik ruhu içinde hareket ederek, depremzedelerin yaralarını sarıp onların dertleriyle dertlenerek bu badireyi atlatabiliriz.

Diyarbakır’da Dicle Nehri’nin yatak alanında herhangi bir fizibilite çalışması yapılmadan Çadır Kent kuruldu, buraya birçok alt yapı oluşturuldu,  milyonlar harcandı. Ancak daha sonra kurulan Çadır Kent’in nehir yatağında olması ve su baskınları gerekçe gösterilerek başka bir alana taşındı.

Daha önce bu konuda acı tecrübeler yaşanmasına rağmen, böyle bir alanda çadır kentin kurulması adeta bir akıl tutulmasından başka bir şey olamaz.

Meydana gelen zararın haddi hesabı yok. Hayırsever halkımızın yardımlarıyla ve devlete ödemiş olduğu vergilerle bir Çadır Kent kuruldu. Bu Çadır Kent’in elektrik, internet şebekesi, sahra hastanesi, yolu, suyu ve alt yapısı vs. hazırlandı. Bunlar hayırsever milletimizin cebinden çıkan paralarla yapıldı.

Daha sonra nehir yatağında olduğu söylenerek, başka alana taşındı.

Böylece Çadır Kent’e yapılan harcama ve emek heba oldu, büyük bir zarar meydana geldi.

Böyle devasa bir zararın meydana getirilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Meydana gelen zararın tazmini ve faturası yine halkımızın ödemiş olduğu vergilerden karşılandığını hesaba katılarak bu konunun çok yönlü araştırılması gerekmektedir.

Kimseyi itham altında bırakmak istemiyoruz. Ancak ortada büyük bir zarar-ziyan var. Bu zarar ziyan vatandaşlarımızın cebinden çıkan paralardır. Bu konu her açıdan araştırılarak, hukuki olarak soruşturma kapsamına alınmalıdır.

Şayet işin içinde, rant, ihmalkarlık ve ihale çetelerine peşkeş çektirme, ihaleye fesat karıştırma gibi bir durum varsa bunlar hukuk önünde hesap vermelidir.

Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum, Genel Başkanımız Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu başta olmak üzere, Genel Başkan Yardımcılarımız, İl ve İlçe Başkanlarımız ile diğer parti üye ve gönüllülerimiz, sürekli olarak depremzedelerin hem maddi hem de manevî sorunlarını yerinde tespit ederek, çözümler ürettik. Bunun neticesinde depremzede kardeşlerimizin birçok sorunu çözüldü. Ancak yeterli değil, ilk günde söylediğimiz gibi yine söylüyoruz: depremzede kardeşlerimizin sorunlarının çözülmesi için onları hiçbir zaman gündemimizden düşürmememiz lazım, yaraları tam sarılana kadar bu kardeşlerimizi sürekli gündemde tutmamız lazım.

İl ve ilçe teşkilatlarımız ile vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi için başvurularını değerlendirdiğimizi ve bunun takipçisi olacağımızı bir kez daha deklare etmek istiyoruz.

Bu vesile ile depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabırlar ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.