Denizlerde Trafik Yokken Gemiler Neden Hızlıca Ulaşacağı Yere Gitmek Yerine Belirli Bir Hız Sınırında İlerliyor?
Bir gemi, hızını artırdıkça yakıt tüketimi de katlanarak artıyor. Hızın artmasıyla geminin karşılaştığı su direnci de yükseliyor. Bu durumda motorların daha fazla güç üretmesi gerekiyor ve sonuç olarak daha fazla yakıt harcanıyor.
Denizlerde Trafik Yokken Gemiler Neden Hızlıca Ulaşacağı Yere Gitmek Yerine Belirli Bir Hız Sınırında İlerliyor?
Gözünüzde canlandırın: Uçsuz bucaksız bir okyanusun ortasında, ufuk çizgisinde başka hiçbir gemi görünmüyor. Trafik yok, kırmızı ışık yok, yaya geçidi yok… Peki, böylesine özgür bir alanda gemiler neden tam gaz gitmiyor da belirli bir hız sınırında ilerliyor?
Kaptanlar, “Ne de olsa yollar boş, biraz hız yapalım!” demiyorlar mı?
Bu sorunun cevabı, sanıldığından çok daha farklı detaylar içeriyor.
Gemilerin hızını belirleyen en önemli faktörlerden biri, yakıt tüketimi.
Bir gemi, hızını artırdıkça yakıt tüketimi de katlanarak artıyor. Hızın artmasıyla geminin karşılaştığı su direnci de yükseliyor. Bu durumda motorların daha fazla güç üretmesi gerekiyor ve sonuç olarak daha fazla yakıt harcanıyor.
Dolayısıyla, denizlerde boş bir alanda tam hızla gitmek, aslında ciddi bir ekonomik yük anlamına geliyor. Denizcilik sektöründe, yakıt maliyetleri toplam işletme giderlerinin büyük bir kısmını oluşturduğundan çoğunlukla en verimli hızda yani “ekonomik hızda” seyretmeyi tercih ediyorlar.
Hızın bir diğer önemli etkisi de geminin genel bakım ihtiyacı ve ömrü üzerinde görülüyor.
Yüksek hızda seyreden gemiler, daha fazla titreşim ve strese maruz kalıyor. Bu da zamanla geminin mekanik parçalarında aşınma ve yıpranma riskini artırıyor. Böylece gemi bakımı daha sık ve masraflı hâle geliyor.
Daha düşük hızda seyretmek ise geminin ömrünü uzatıyor ve bakım masraflarını düşürüyor. Sonuç olarak, gemi sahipleri ve operatörleri, uzun vadede kazançlı çıkmak için hız limitlerine sadık kalıyorlar.
Gemilerin hızını sınırlandıran bir diğer neden de çevresel kaygılar.
Daha yüksek hızda seyretmek, sadece yakıt tüketimini artırmakla kalmıyor çevreye salınan karbon emisyonlarını da artırıyor. Günümüzde, denizcilik sektöründe sürdürülebilirlik ve çevre bilinci giderek önem kazandığından, gemi operatörleri daha düşük hızlarda seyrediyor.
Bu sayede hem çevreyi koruyorlar hem de uluslararası denizcilik kurallarına ve anlaşmalarına uyum sağlıyorlar.
Denizdeki tehlikeler de göz önüne alınıyor.
Daha düşük hız, daha fazla manevra kabiliyeti demek. Bu sayede tamamen durmak için daha az mesafe de katediyorlar. Başka gemiler veya engeller gibi tehlikelere karşı tepki de sağlanıyor ve çarpışma riski önemli ölçüde azalıyor.
Ayrıca düşük hız, yunus ve balinalar gibi navigasyonla yiyecek bulan, yaşayan hayvanlar için de önemli. Çünkü gemiler, düşük hızda gittiğinde su altı gürültü de azalıyor.
Hız sınırına uymak zaman yönetimi de sağlıyor.
Gemilerin hız limitinde seyretmesinin bir diğer nedeni de yolculuğun planlanması ve zaman yönetimi. Limanlar arasında seyahat eden gemiler, genellikle varış limanına belirli bir tarihte ulaşmak üzere programlanıyor.
Bu da geminin hızını, hava şartlarını, rotayı ve limanlardaki yoğunluğu göz önünde bulundurarak dikkatlice ayarlaması gerektiği anlamına geliyor. Erken varış, bazen limanlarda bekleme süresini artırabiliyor ve bu da ek maliyetler demek.
Özetle, denizlerin genişliği ve özgürlüğü, gemilerin hız yapmasını değil, aksine daha planlı, güvenli ve ekonomik bir şekilde seyretmesini gerektiriyor.
Kaynak: WebTekno.Com Read More