Betonlaşan Dünyada Yeşili Aramak
Belki bir köşede küçük bir park var, ama o da beton yığınlarının arasında sıkışmış durumda. Modern şehir hayatı, doğayla olan bağımızı günden güne koparıyor.
Oysa doğa, insanın en eski yuvası. İnsanlık, yüzyıllar boyunca doğayla iç içe yaşamış; onun ritmine ayak uydurmuş. Ancak şimdi, o ritmi unutmuş gibiyiz. Kuş cıvıltılarını, rüzgârın ağaç yapraklarında çıkardığı sesi, bir derenin şırıltısını ne kadar süredir duymuyoruz?
Haber Devam Ediyor
Detayli Bilgi
Bu kopuş, sadece doğaya değil, kendimize de yabancılaşmamıza neden oluyor. Beton bloklar arasında sıkışmış bir yaşam, zihnimizi ve bedenimizi de sıkıştırıyor. Stres, kaygı, tükenmişlik… Bunların çoğu, doğadan uzaklaşmamızın doğal bir sonucu. Çünkü doğa sadece bir ortam değil, aynı zamanda bir şifa kaynağıdır.
Küçük bir yürüyüş bile zihnimizi sakinleştirir, ruhumuza iyi gelir. Toprağa dokunmak, bir ağaca sarılmak ya da gökyüzüne bakıp yıldızları seyretmek… Bunlar insana “var olduğunu” hissettiren şeylerdir.,
Ama biz ne yapıyoruz? Doğayı betonla kaplıyor, ağaçları kesiyor, gökyüzünü gökdelenlerle saklıyoruz. Doğayı tüketirken, aslında kendimizi de tüketiyoruz.
Belki de artık durmanın ve geri dönmenin vakti gelmiştir. Küçük de olsa bir adım atabiliriz. Balkonda bir saksı çiçeği yetiştirmek, haftada bir doğa yürüyüşüne çıkmak, hatta sadece bir ağacın altında oturup sessizce düşünmek… Bu küçük anlar, hayatımıza büyük anlamlar katabilir.
Haber Devam Ediyor
Detayli Bilgi
Unutmayalım, doğayı korumak, kendimizi korumaktır. Çünkü insan, doğadan koparak değil, ona sarılarak yaşar. Şimdi, ne yapıyorsanız bırakın ve pencerenizden dışarı bakın. Orada bir parça yeşil var mı? Eğer varsa, işte oradan başlayın.
Kaynak: diyarbakirolay.com.trRead More
Kandilli son depremler listesi için TIKLAYIN
AFAD son depremler listesi için TIKLAYIN
DEPREM iLE iLGiLi HABERLER
CANLI SKOR