Siyonist vahşet Ramazan ayı boyunca devam ediyor.114 kişi şehit oldu.
Siyonist vahşet Ramazan ayı boyunca devam ediyor.
Gazze’de, açlık ve susuzluğa maruz kalan halkın çoğunluğunu oluşturan kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere bin 114 kişi şehit oldu.
Siyonist işgalcilerin Gazze Şeridi’ne 170 gündür düzenlediği saldırılarda, 14 bin 280‘i çocuk ve 9 bin 340’ı kadın olmak üzere 32 bin 226 kişi şehit oldu, 74 bin 518 kişi ise yaralandı.
Saldırılarda ölenlerin yüzde 73’ünü kadınlar ve çocuklar oluştururken, hayatını kaybedenler arasında 364 sağlık çalışanı, 48 sivil savunma personeli ve 136 gazeteci bulunmaktadır.
Gazze’de şu ana kadar 27 çocuk açlık nedeniyle hayatını kaybetti.
Enkaz altında kalan ve ulaşılamayan kişi sayısı ise 7 bin olarak belirlendi.
Saldırılar nedeniyle anne, babasından birini ya da ikisini birden kaybeden çocuk sayısı 17 bine ulaştı.
Sağlık sisteminin çökmesi sonucu 10 bin kanser hastası ölüm riskiyle karşı karşıya kaldı, Gazze dışında tedavi gereken yaralı sayısı 11 bine ulaştı, yerinden edilenler nedeniyle 700 bin kişi bulaşıcı hastalığa yakalandı, 8 bin kişi viral hepatitlere yakalandı.
60 bin hamile kadın ve ilaç sıkıntısı yaşayan 350 bin kronik hasta tehlike altında.
Saldırılarda 32 hastane, 53 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı, 158 sağlık kurumu hedef alındı, 126 ambulans kullanılamaz hale getirildi.
2 milyon kişi yerinden edilirken, 168 kamu binası, 100 okul ve üniversite, 224 cami, 3 kilise, 200 tarihi eser ve 70 bin konut tamamen, 305 okul ve üniversite, 290 cami ise kısmen yıkıldı, 290 bin kon
Siyonist vahşet Ramazan ayı boyunca devam etti
Siyonist işgalcilerin, Gazze Şeridi’ne Ramazan ayı boyunca yaptığı saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere bin 114 kişi şehit oldu
Siyonist işgalcilerin, insani yardımları engelleyerek aç ve susuz bıraktığı Gazze’de 6 aydır katliamları devam ediyor.
Katliam ve vahşet, Ramazan ayında da devam etti.
Gazze’deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan açıklamada, 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye düzenlenen ve 170. gününe giren saldırılara ilişkin açıklama yapıldı.
Açıklamaya göre, Ramazan ayının başlangıcı olan 11 Mart’tan itibaren Gazze’de bin 114 kişi katledildi.
Siyonist işgaalcilerin Gazze Şeridi’ne 170 gündür düzenlediği saldırılarda, 14 bin 280’i çocuk ve 9 bin 340’ı kadın olmak üzere 32 bin 226 kişi şehit oldu, 74 bin 518 kişi ise yaralandı.
Saldırılarda katledilenlerin yüzde 73’ünü kadınlar ve çocuklar oluştururken, öldürülenler arasında 364 sağlık çalışanı, 48 sivil savunma personeli ve 136 gazeteci bulunuyor.
Gazze’de şu ana kadar 27 çocuk da açlık nedeniyle şehit oldu.
Enkaz altında kalan ve ulaşılamayan kişi sayısı ise 7 bin.
Saldırılar nedeniyle anne, babasından birini ya da ikisini birden kaybeden çocukların sayısı 17 bin oldu.
Sağlık sisteminin çökmesi nedeniyle 10 bin kanser hastası ölümle karşı karşıya kaldı, Gazze dışında tedavi olması gereken yaralı sayısı 11 bine ulaştı, yerinden edilmeler nedeniyle 700 bin kişi bulaşıcı hastalığa, 8 bin kişi viral hepatitlere yakalandı.
60 bin hamile kadın ile ilaç sıkıntısı yaşayan 350 bin kronik hasta tehlike altında.
Saldırılarda 32 hastane, 53 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı, 158 sağlık kurumu hedef alındı, 126 ambulans kullanılamaz hale getirildi.
2 milyon kişi yerinden edilirken, 168 kamu binası, 100 okul ve üniversite, 224 cami, 3 kilise, 200 tarihi eser ve 70 bin konut tamamen, 305 okul ve üniversite, 290 cami ise kısmen yıkıldı, 290 bin konut oturulamaz hale geldi.
Kaynak: GuneydoguGuncel
Hamas-İsrail savaşı nasıl başladı?
Bu sorunun cevabı oldukça karmaşıktır. Ancak, genel olarak Hamas-İsrail çatışmasının kökenleri, İsrail’in 1948’de kurulmasıyla başlar. İsrail’in kuruluşu, Filistin topraklarında yaşayan Arap halkı arasında büyük bir hoşnutsuzluğa neden oldu. Bu hoşnutsuzluk, zamanla Hamas gibi örgütlerin ortaya çıkmasına yol açtı. Hamas, İsrail’in Filistin topraklarını işgal etmesine ve Filistin halkına zulmetmesine karşı mücadele etmek amacıyla kuruldu. Bu nedenle, Hamas-İsrail savaşı, uzun yıllardır süregelen bir çatışmanın sonucudur. Ancak, savaşın tam olarak nasıl başladığına dair kesin bir tarih veya olay belirlemek zordur. Her iki taraf arasındaki gerilim ve çatışma, yıllar içinde birçok faktörün etkisiyle artmış ve devam etmiştir.
Hamas’ın İsrail ile savaşı nasıl başladı?
1. İsrail ve Hamas arasında savaş, uzun süredir devam eden siyasi ve toprak anlaşmazlıklardan kaynaklanmaktadır.
2. Hamas-İsrail savaşı, bölgedeki gerilim ve tansiyonun artmasıyla başlamıştır.
3. İsrail ile Hamas arasındaki savaş, taraflar arasında şiddetli çatışmaların patlak vermesi sonucu ortaya çıkmıştır.
7 Ekim’de Hamas saldırısı nasıl başladı?
Bu sorunun cevabı, olayın detaylarına bağlı olarak değişebilir. Ancak genellikle Hamas’ın İsrail’e karşı gerçekleştirdiği saldırılar, çeşitli provokasyonlar veya gerilimler sonucunda başlamaktadır.
1. Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği saldırının arkasındaki nedenler, bölgedeki siyasi ve askeri dinamiklere bağlı olarak farklılık gösterebilir. Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırıları genellikle Filistin topraklarındaki işgal ve baskılara karşı bir tepki olarak gerçekleşmektedir.
2. Hamas saldırısının başlangıcıyla ilgili daha fazla detay ve arka plan bilgisi, bölgedeki siyasi analistler ve uzmanlar tarafından sağlanabilir. Ancak genel olarak, Hamas’ın İsrail‘e karşı gerçekleştirdiği saldırılar, bölgedeki karmaşık ve hassas siyasi durumun bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Gazze’ye yönelik saldırılar
1. Gazze’ye yönelik saldırılar, son zamanlarda artan bir endişe kaynağı olmuştur. Bu saldırılar, bölgedeki insanların güvenliğini tehdit etmekte ve insani krizlere yol açmaktadır. Uluslararası toplumun bu duruma müdahale etmesi ve barışçıl çözümler bulunması gerekmektedir.
2. Gazze’ye yapılan saldırılar, bölgedeki gerilimi artırmaktadır. Bu saldırılar, sivil halkın yaşamını tehdit etmekte ve insani yardım faaliyetlerini engellemektedir. Uluslararası toplumun bu saldırılara karşı net bir duruş sergilemesi ve taraflar arasında diyalog ve müzakerelerin teşvik edilmesi önemlidir.
3. Gazze’ye yönelik saldırılar, bölgedeki istikrarı ve barışı tehdit etmektedir. Bu saldırılar, masum insanların hayatını kaybetmesine ve evlerinin yıkılmasına neden olmaktadır. Uluslararası toplumun bu durumu yakından takip etmesi ve taraflar arasında barışçıl bir çözüm bulunması için çaba sarf etmesi gerekmektedir.
Filistin hakkında bilgi
1. Filistin hakkında bilgi edinmek isterseniz, Orta Doğu’da bulunan bir bölge olduğunu söyleyebilirim. Filistin, tarihi ve kültürel açıdan zengin bir geçmişe sahip olan bir yerdir. Bu bölge, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve çeşitli dini inançlara sahip insanların yaşadığı bir yer olmuştur.
2. Filistin, coğrafi olarak Ürdün Nehri’nin batısında yer alır ve İsrail ile sınırları bulunur. Bu bölge, Kudüs gibi kutsal şehirleri içerir ve bu nedenle İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi üç büyük din için önemli bir merkezdir. Filistin’in tarihinde, İsrail-Filistin çatışması gibi önemli olaylar da yer almaktadır.
3. Filistin’in ekonomisi tarım, sanayi ve turizme dayanmaktadır. Zeytin, üzüm, tahıl ve narenciye gibi tarım ürünleri bu bölgede yetişir. Ayrıca, el sanatları ve geleneksel ürünler de Filistin’in ekonomisine katkı sağlar. Turizm ise tarihi ve dini yerleri ziyaret eden turistlerin ilgisini çeker. Filistin’in kültürel mirası ve doğal güzellikleri, bu bölgeyi keşfetmek isteyenler için cazip bir seçenek haline getirir.
1. Filistin hakkında bilgi: Filistin, Orta Doğu’da bulunan bir bölgedir ve tarihi ve kültürel öneme sahiptir. Bu bölge, tarih boyunca çeşitli imparatorluklar tarafından yönetilmiştir ve pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Filistin, hem İslam, hem de Hristiyan ve Yahudi dini inançları için önemli kutsal yerlere ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca, Filistin, İsrail ile yaşanan uzun süredir devam eden bir anlaşmazlık ve çatışma ile de tanınır.
2. Filistin, kıyısı Akdeniz’e uzanan bir bölgedir ve Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs gibi farklı bölgelerden oluşur. Bu bölge, coğrafi ve jeopolitik olarak da önemli bir role sahiptir ve Orta Doğu barış sürecinde önemli bir odak noktasıdır. Filistin’de yaşayan insanlar, farklı kültürlere, dil ve dini inançlara sahiptir. Ancak, Filistin halkı, kendi devletlerini kurma ve topraklarını koruma konusunda uzun bir süredir mücadele etmektedir.
3. Filistin hakkında yapılan çalışmalar ve araştırmalar, bölgenin zengin tarihi ve kültürel mirasını ortaya çıkarmaktadır. Bu bölge tarihsel olarak ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle farklı medeniyetlerin etkisi altında kalmıştır. Filistin’deki yerleşimler, antik dönemlerden kalma kalıntılar ile doludur ve bu bölgede yapılan kazılar, geçmişin izlerini gün yüzüne çıkarmaktadır. Bu nedenle,
1. Filistin hakkında bilgi edinmek oldukça önemlidir. Orta Doğu coğrafyasında yer alan bu bölge, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Filistin’in kutsal sayılan şehirleri olan Kudüs, Beytüllahim ve Beytüşşebap gibi yerler, üç büyük din için de oldukça önemli bir konuma sahiptir. Bu nedenle Filistin’in tarihi, kültürel ve dini açıdan zengin bir geçmişe sahip olduğunu söyleyebiliriz.
2. Filistin toprakları, son yıllarda yaşanan siyasi çalkantılar ve çatışmalar sebebiyle dünya gündeminden hiç düşmeyen bir bölge haline gelmiştir. İsrail ile Filistin arasındaki uzun soluklu ihtilaflar, Filistin’in bağımsızlığı için verilen mücadeleler ve bölgede yaşanan insan hakları ihlalleri konuları uluslararası tartışmalara neden olmaktadır. Dolayısıyla Filistin hakkında bilgi sahibi olmak, bireylerin dünya siyasetini ve insan hakları konularını daha iyi anlamalarını sağlayacaktır.
3. Filistin’in jeopolitik konumu, doğal kaynakları ve insanların yaşam koşulları gibi konular da başta BM olmak üzere tüm dünya devletleri için önemli bir odak noktası olmaya devam etmektedir. Filistin halkının yaşadığı zorluklar, göç nedenleri ve mülteci sorunu da dünya genelinde insan hakları savunucularının ve yardım kuruluşlarının dikkatini çekmektedir.
1. Filistin hakkında bilgi edinmek isterseniz, bu Orta Doğu’da yer alan bir bölge ve ülke ile ilgili önemli detayları içerir. Filistin, İsrail ile çevrili bir coğrafi alana sahip ve tarihi, kültürel ve politik olarak büyük bir öneme sahiptir. Bu bölge aynı zamanda tarihsel olarak önemli yerlerden bazılarına da ev sahipliği yapmaktadır.
2. Filistin, Yahudilerin dini ve tarihi mirasının önemli bir parçası olan Kudüs şehrine ev sahipliği yapmaktadır. Bu nedenle, İsrail-Filistin çatışması hala devam etmektedir ve bu konu dünya genelinde büyük bir dikkat çekmektedir. Filistin’in başkenti olarak kabul edilen Doğu Kudüs, hem İsrail hem de Filistin devletinin başkenti olarak talep edilmektedir.
3. Filistin’in tarihi, yerel halkın topraklarını, kültürlerini ve kimliklerini koruma mücadelesiyle şekillenir. Yapılan arkeolojik kazılar, bu bölgenin binlerce yıl öncesine dayanan zengin bir tarihe sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca Filistin, birçok turistik cazibe merkezine de ev sahipliği yapmaktadır. Örneğin, Beytüllahim’de Hristiyanlar için önemli bir dini mekan olan İsa’nın doğum yeri bulunmaktadır. Tüm bu bilgiler, Filistin hakkında daha fazla bilgi edinmek için başlangıç noktaları olarak kullanılabilir.