DİYARBAKIR’IN FİKİR VE İLİM ÖNCÜLERİ: 13
DİYARBAKIR’IN FİKİR VE İLİM ÖNCÜLERİ: 13
HAZRO SİMALARI 1. Seyda Haccı Fettah (Seydayê Hecî) 1. 1. Hayatı 1892 yılında Hazro Cami Mahallesi’nde dünyaya gelen..
İlk evlilik yapan Seyda ilk olarak dayısı Molla Abdullah (Düşünücü)’nün kızı ile evlenmiş, ancak çocuğu olmamıştır. 1944 yılında hanımı vefat edince intisap ettiği Hezanlı Şeyh Muhammed Selîm’ in kızı ile evlenmiş ve hayatının sonuna kadar onunla evli kalmıştır. Ancak bu ikinci evliliğinden de çocuğu olmamıştır.
Seyda 76 yaşında iken hastalanmış, yaklaşık yedi yıl hasta yattıktan sonra 21 Şubat 1975 yılında 83 yaşındayken vefat etmiş ve Hazro Kabristanında defnedilmiştir.
1. 2. Tahsili
Yaklaşık 10-12 yaşlarından itibaren medrese eğitimine başlayan Seyda, ilk tahsilini Hazro’da dayısı Molla Abdullah’ın (ö: 1944 ) yanında yapmış, sonra Diyarbakır merkeze bağlı Tıl Alo (Karaçalı) köyüne giderek babasının dayılarından Molla Faik’ten ders almıştır. Köydeki tahsilini tamamladıktan sonra Lice ilçesine gitmiş ve orada dönemin ünlü iki âlimi olan Molla Abdullah (ö: 1915) ile Seydayê Licî olarak meşhur olan Molla Muhammed Hadî’den (ö. 912) ders almıştır. Ardından Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Cezni köyüne giderek bir süre burada Molla Reşit adındaki bir hocadan ders almıştır. Son olarak Silvan’da Molla Hüseyin Küçük’ün (ö: 1955) yanında medrese eğitimini tamamlamıştır.
1. 3. Bazı Hocaları
Molla Abdullah Düşünücü: Seyda’nın dayısıdır ve daha sonra kayınpederi olmuştur. İlk derslerini, hayatının büyük bir kısmını geçirdiği Hazro’da bu hocasından almıştır.
Liceli Molla Faik: Til ‘A1o (Karaçalı) köyünde ikamet eden Molla Faik, Seyda’nın babasının dayılarındandır.
Molla Muhammed Hadi (Seydayê Licî): Bir kısım derslerini Lice’de bulunan bu hocasından okuyan Seyda, “Molla Camî” adlı nahiv kitabını da bu hocasından okumuştur.
Abdullah (Meylanî): Seyda önce Lice ilçesine bağlı Kuçik köyünde, daha sonra Lice merkezde bu hocasından ders almıştır. Abdullah Vehbi olarak da bilinen bu âlim 1878’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde doğmuştur. Babası¬nın adı Şeyh İbrahim efendidir. Şeyhzade lakabı ile tanınır. 1320/1902 yılında girdiği imtihanı kazanarak ilmi ehliyetname almış, önce Kuçik köyünde imamlık yapmış, Molla Muhammed Hadi’den sonra Lice müderris-i umumiliğine tayin olmuştur.
Molla Reşit: Seyda, Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Cezni köyünde bu hocadan da bir müddet ders almıştır. Söylendiğine göre Molla Reşit, gündüz ormanlık alandan odun toplar sırtında getirir, akşam onların ışığında ve ısısında ders hazırlar, öğleden sonra da öğrencilerine ders verirdi.
Seyyid Abdurrahman Yardımcı: Bu zat, Silvan müftülüğü yaptığı dönemde ilçede bulunan tarihî Kara Behlül Camii Medresesi’nde hocalık yaparken Seyda’ya ders vermiştir. Kendisi de Molla Hüseyin Küçük’ten icazet almış¬tır.
Molla Hüseyin Küçük: Silvan’da ikamet eden bu âlim, Seyda’nın tahsil hayatında önemli bir yer işgal etmektedir. Derslerini ağırlıklı olarak Molla Hüseyin’den alan Seyda, medrese tahsilini onun yanında bitirerek ilmî icazetini ondan almıştır.
1. 4. Müderrisliği
Seyda’nın oldukça uzun süren bir müderrislik hayatı olmuştur. Sade bir hayat yaşar ve bütün zamanını medresesinde öğrencilerine ders vermekle geçirirdi. Tlebelerin yaptığı hatalara karşı öfkelenmez, sükunetini muhafaza ederdi. Onlara karşı oldukça hoşgörülü idi. Bir defasında yanında okuyan bir öğrencisi “İsagucî” diye bilinen mantık kitabının haşiyelerinden biri olan “Kûl Ahmed” adlı kitapta okuduğu konuyu bir türlü anlamaz ve sıkılır, kitabı bir tarafa atarak; “bu kâfırin kitabı da okunur mu!” der ve medreseyi terk eder. Hoca kızmaz ve aynı kitabı bir başka öğrenciye okutur. Adı geçen öğ¬renci ertesi gün tekrar gelerek okumaya devam etmek istediğini bildirir. Hoca, “Ne oldu, kitabın yazarı Müslüman mı oldu ki okumaya devam etmek istiyorsun?” diyerek espri yapar ve yine kendisine ders vermeye devam eder.
Klasik ilmî anlayışa sahip olan Seyda, mütekaddim denilen eski devir âlimlerden çok saygıyla bahseder, onların ilmi seviyelerine ulaşmanın zor olduğunu ifade ederdi. Bir defasında iyi bir âlim olan Melayê Xasî’den (ö: 1951) bahsederken; “çok iyi bir âlimdir ama bir kusuru vardır ki, o da bazen fıkıh kitaplarında olmayan şeyleri söylemesidir” diyerek klasik kaynaklara olan bağlılığını göstermiştir. Bu yönünü ortaya koyan başka bir örnek daha vardır. Bir gün öğrencilerinden biri; İmam Şafii’nin “el-Ümm” adlı kitabını almak istediğini söylediğinde buna bozulmuş ve “sen kim “el-Ümm” kitsbını anlamak kim!” şeklinde tepki göstermiş, öğrencisi; “kitabı sizin için almak istiyordum” dediğinde yine aynı tepkiyi göstererek kitabın kendisinin de anlayacağı seviyenin çok üstünde olduğunu ifade etmiştir.
Arap dilinin yanı sıra Farsçayı da mükemmel derecede bilen Seyda, bu bağlamda Farsça şiirler de söylemiştir. Ders verdiği yıllarda Hazro’da görev yapan bir ilkokul öğretmeni Seyda’ın yanına gelip Farsça öğrenmek istediğini ve kendisine ders verip veremeyeceğini sorar. Seyda, öğretmenin bu isteğinin sadece geçici bir hevesten ibaret olabileceğini düşündüğü işin hemen evet demez ancak doğrudan ret cevabı vermek de istemediğinden bir yol bulmaya çalışır. Bu çerçevede derslerinin yoğun olduğunu, ek bir ders için fazla bir zaman bulamayacağını, ancak sabah namazından bir saat önce gelebilirse ders verebileceği ve okunan her dersin günü gününe ezberlenmesi gerektiği şeklinde bazı zor şartlar ileri sürerek onun kendiliğinden bu işten vazgeçmeye çalışır. Fakat öğretmen kararlıdır ve hocanın ileri sürdüğü şartları kabul eder. Bu durumda Hoca da ders vermeyi kabul etmek zorunda kalır. Öğretmen her sabah şafaktan önce gelip Farsça okumaya başlar. Seyda bir süre sonra öğretmenin kararlılığını görünce artık dersi normal bir vakte alabileceğini söylerse de öğretmen bu saatteki dersten çok verim aldığını ifade ederek aynen sürdürmeyi ister ve sonuna kadar böyle devam eder. Daha sonra bir başka yere atanan öğretmen, hocasına zaman zaman Farsça mektuplar yazacak kadar Farsçayı öğrenmiştir.
1. 5. Bazı Talebeleri
Seyda 52 yıl süreyle devam eden öğretim hayatında yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. Bunlar arasında akademik hayata atılanlar da bulunmaktadır. Öğrencilerinden bazıları çeşitli tarihlerde vefat etmiş olmakla beraber önemli bir kısmı hayatta olup değişik kademelerde görev yapmakta veya emekli olarak hayatlarını sürdürmektedirler. Bunlar içinde dikkat çeken öğrencileri şunlardır:
M. Zahid Yazıcı (ö: 1981): Hocanın küçük kardeşidir. Diyanet işleri Başkanlığı bünyesinde çeşitli görevlerde bulunmuş son olarak Diyarbakır şehir merkezinde bulunan Kadı Camii müezzinliğinden emekliye ayrılmış ve Diyarbakır’da vefat etmiştir.
Abdülaziz Cafer el-Mişkani el- Bitlîsî (ö: 1983): 1898 doğumlu olup tahsilini Seyda’nın yanında tamamlamıştır. 1930-35 yılları arasında Suriye’ye göç ederek oraya yerleşmiş ve orada vefat etmiştir.
Halil Özaydın (ö: I 967): 1320/1902-1903 yıllarında Diyarbakır’da doğmuştur. Diyarbakır Ulu Camii’nde Şafiiler imamı olarak mesleğe başlamış, 1946- 1960 yılları arasında da 15 yıl Diyarbakır il müftülüğü yapmıştır. 1960 yılında Malatya müftülüğüne atanmıştır. Seyda’dan sonra tahsilini Hazrolu Molla Said’in yanında tamamlamış ancak icazetini Hezan’da Muhammed Selîm’den almıştır.
Şeyh İsmetullah Karazî/Yiğit (ö: I 996): Biraz ilerde kendisinden bahsedilecektir.
Molla Ahmed Meylani (ö: 2002: Seyda’nın hocalarından biri olan Molla Abdullah’ın oğludur. 1913 yılında Lice’de doğmuştur. Medrese tahsilini bitirdikten sonra önce imamlık daha sonra çeşitli ilçelerde müftülük yapmış son olarak Elazığ’ın Sivrice ilçesi müftülüğünden emekliye ayrılmıştır. Diyarbakır’da vefat eden bu âlimin Arapça’dan Türkçe’ye çeşitli çevirileri vardır ki bunlar arasında “Hayatü’s-Sahabe”, “Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid” ile Fıkha dair dört ciltlik el-Hidâye de vardır.
Sabri İnal (ö:2005: Emekli imamdır. Uzun yıllar müderrislik yapmış yörede tanınmış saygın bir ilim adamıdır. Batman’ın Kozluk ilçesinde vefat etmiştir. Ölümden Sonraki Hayat, Ashabtan Öğütler, Şafii İlmihali ve Nereye Gidiyoruz? Kendi yazdığı eserleri ile İslam Hukuku Tarihi ve Sünen-i İbn-i Mace tercümeleri vardır.
Abdulvahhab (Karapeçli): Batman’ın Gercüş ilçesindendir. Çeşitli köylerde imamlık yapmış, güzel ahlakı ile meşhur bir şahsiyettir. Seyda kendisini çok sevdiğinden onu icazet alması için mürşidi Muhammed Selîm’e göndermiştir. 1960’1ı yıllarda vefat etmiştir.
Abdülmecit Güldü: Mardin’in Savur ilçesi müftülüğü görevinde bulunmuş daha sonra Lice vaizliğinden emekli olup Ankara’da Kültür bakanlığı bünyesinde eski yazı ile yazılmış kitapların tespiti işinde çalışmıştır. Halen burada ikamet etmektedir.
Abdullah Düşünücü: 1929 yılında Hazro’da doğmuştur. Molla Abdullah (Düşünücü)’nün oğlu olup babasıyla adaştırlar. İlim tahsiline hocasının hocası olan babasının yanında başlamıştır. Hazro, Çınar, Keban Silvan ve Bulanık ilçelerinde müftülük yapmış Şanlıurfa merkez vaizliğinden emekli olmuştur.
Derviş Yazıcı (ö: 1996): 1932 yılında Hazro’da doğmuş, tahsilini tamamladıktan sonra imamlık yapmış, bir müddet İmam-Hatip lisesinde Arapça dersi vermiştir. Seyda’nın yeğenidir. Şanlıurfa merkez vaizliğinden emekli olmuş ve orada vefat etmiştir.
Haydar Hatipoğlu (ö: 1995): Sırası ile Diyarbakır merkez vaizliği, Hazro, Siirt, Uşak, Afyon ve İzmir müftülükleri yapmış; Din işleri yüksek kurulu üyeliğine seçilmiş, bu görevi yürütürken gittiği hac esnasında Medine’de vefat etmiş ve orada defnedilmiştir.
Fethullah Tofan (ö: 2004): 1927 yılında Kocaköy’de doğmuştur. Küçük yaşlarda kısa bir süre Seyda’dan ders almıştır. Tahsiline değişik hocaların yanında devam etmiş, Seyda’nın öğrencileri arasında yer alan Şeyh İsmetullah’dan icazet almıştır. Mezarı Diyarbakır’dadır.
Mehmet Bilici: Çeşitli ilçelerde müftülük yapmış son olarak Elazığ’ın Baskil ilçesi müftülüğünden emekli olmuştur.
Molla Ahmed Cewzî (ö: 2000): 1933 yılında Diyarbakır’ıın Hani ilçesine bağlı Cewzê köyünde doğmuştur. İmamlıktan emekli olmuştur. Seyda’nın elyazması bazı şiirleri bu zat tarafından istinsah edilmiştir. Diyarbakır’da vefat etmiştir.
Ubeydullah Okuyan (ö: 1997): Bingöl’ün Solhan ilçesinde imamlıktan emekli olmuş ve orada vefat etmiştir.
Molla Halit Korkusuz: İzmir Yüksek İslam Enstitüsünü ve Irak Bağdat Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirmiş, çeşitli yerlerde müftülük yapmış İzmir müftü yardımcılığından emekli olmuştur.
Abdüsselam Yalar (ö: 1982): Emekli imamdır. Diyarbakır’da vefat etmiştir.
Mehmet Sait Ergin: Diyarbakır merkez vaizliği ve çeşitli ilçe müftülükleri görevlerinde bulunmuş, son olarak Silvan ilçesi müftülüğünden emekli olmuştur.
Ahmet Yalar: Diyarbakır Eğitim Enstitüsünden mezun olmuş, ancak imam olarak görev yapmış ve oradan emekli olmuştur. Diyarbakır’da ikamet etmektedir.
Prof. Dr. Bekir Karlığa: Marmara Ünv. İlahiyat Fakültesinde Öğretim üyesi olarak görev yapmıştır.
Doç. Dr. Mehmet Yalar: Diyanet teşkilatında bir süre çalışmış, halen Uludağ Ünv. İlahiyat Fak. Arap Dili ve Belâgatı Anabilim Dalında profesör olarak görev yapmaktadır. Kendisiyle Mayıs 2004 yılında aynı gün ve aynı jürinin sınavından geçerek doçentlik unvanı aldık. Klasik ve Modern Arapçaya birden hâkim olan çok zeki bir âlim ve akademisyendir.
Prof. Dr. Hulusİ Kılıç: Öğretmen olarak Hazro ilçesinde bulunduğu dönemde Seyda’dan ders almıştır. Selçuk, Erciyes, 19 Mayıs ve Uludağ Üniversitelerinde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. En son Dicle Ünv. İlahiyat Fakültesinde Arap Dili ve Belâgatı Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak çalışırken emekliye ayrılmıştır. Ancak ilme olan merakından dolayı emekli olduktan sonra da yüksek lisans ve doktora öğrencilerine ders vermek için fakültede kalmaya devam etmektedir. Ortadoğu’nun en zengin kütüphanelerinden birine sahip olan bu emektar hoca aynı zamanda benim de Dicle Ünv. İlahiyat Fakültesi’nde Arapça derslerine kendisiyle beraber girdiğim bir şahsiyettir. Hulusi Hoca benim hem doktora, hem doçentlik, hem de profesörlük jürimde yer almıştır (Kadri).
KAYNAK: Merhum Prof. Dr. Kadri YILDIRIM’ın ‘Kürt Medreseleri ve Alimleri kitabından…
Mehmet Zeki Özer