İlahiyatçı-Yazar Göktaş: ‘Allah-u Ekber’ sesinden ezelden beri hoşlanmayan birileri vardır
İlahiyatçı-Yazar Göktaş: ‘Allah-u Ekber’ sesinden ezelden beri hoşlanmayan birileri vardır
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçe merkezli iki büyük depremin üzerinden 14 gün geçti. İlahiyatçı-Yazar Mehmed Göktaş Hoca deprem bölgesini ziyaret ederek enkaz altında insanların çıkarılmasıyla getirilen tekbirler, İslami STK’ların deprem bölgesindeki faaliyetleri ve deprem sonrası insanların yapması gerekenlerle ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
“Bunların sayısı da çok değildir. Teneke gibi sesleri çok çıkıyor. Güzel insanımızın canını sıkıyorlar”
Bu büyük felaket karşısında insanların Allah’a bağlılıklarını gözler önüne serdiğini aktaran Göktaş Hoca, “Öncelikle insanımızın Allah-u Teâlâ ile bağlantısının çok sağlam olduğunu gördüm. Gerçekten sadece deprem bölgesindekilerin değil tüm insanların Allah-u Teâlâ ile güzel bir irtibat halinde olduğunu görüyoruz. Yaratılışımızda zor günlerde zor anlarda insanlar halis bir şekilde dine sarıldığı Kur’an-ı Kerim’de de bildirilmiştir. Her şeyden önce insanımızın Allah-u Teâlâ ile olan irtibatının güzel olduğunu gördüm. Bundan dolayı da seviniyorum. Birileri şöyle zannediyor sadece göçük altında birileri çıkarılınca bir takım insanlar ‘Allah-u Ekber’ diyor. Biz göçük altından çıkanları da dinliyoruz. Enkaz altındayken durmadan Allah-u Teâlâ’ya dua ettim diyor. Bu insan o anda iyi bir makamdadır. Burada ayrım yapmak istemiyorum. Şeytan ezanı ‘Allah-u Ekber’ diye duyduğu zaman ezanın sesinin duyulmadığı yere kadar kaçar firar eder. Kaçarken de yellene yellen kaçar. Demek ki ‘Allah-u Ekber’ sesinden ezelden beri hoşlanmayan birileri vardır. Biz zoraki sevdiremeyiz. Kur’an-ı Kerim’in İsra Süresi’nde tek olan o Allah’ı söylediğiniz zaman onlar firar eder ve nefret ile kaçarlar diyor. Bunların sayısı da çok değildir. Teneke gibi sesleri çok çıkıyor. Güzel insanımızın canını sıkıyorlar.” dedi.
“Allah-u Teâlâ dünyaya muhabbet bütün hataların başıdır diyor”
Sabır edenlerin kazandığını ifade eden Göktaş, şunları aktardı:
“Hiç tahmin etmediğiniz, İslami bir hayatı yoktur dediğiniz kişiler bile bir bakıyoruz gerçekten Rabbimizle çok güzel ilişkisinin olduğunu görüyoruz. Kazandık bu az bir kazanç değil inşallah bu kazanç epeyce bir sermaye olur. Bu yakıtla epeyce bir yerlere gidebiliriz. Bu enerji bizi ayağa kaldırır. Allah’ın izniyle çok güzel mesafeler katedeceğimizin kanaatindeyim. Bu enerji öyle bir enerji ki hepimizi içine alıyor. Öyle bir kapsam alanı var ki Allah’ın izniyle hepimizi içine alıyor. Çok insandan sanki büyük bir evliya gibi işte binalarımız demek ki hepsi yalanmış. Bu da önemli Allah-u Teâlâ belki bunu bizden istiyor. Allah-u Teâlâ’nın bizden istediği en önemli şeylerden bir tanesi dünyanın muhabbetini kalbinize sokmayın diyor. Allah-u Teâlâ dünyaya muhabbet bütün hataların başıdır diyor. Bu durumlarda Allah-u Teâlâ evleri araçları gözümüzde küçültüyor. Enkazların altında insanlar kadar o güzel otomobiller var. Hiç kıyamadığımız arabalar enkazın altında kalmış. Onlara da ibretle bakmamız lazım. İyi düşünürsek depremzede de onları izleyenler de kazanıyor. Bu enerji ile her şey oluyorsa güzele çevireceğiz. Ben yarınların güzel olacağına inanıyorum.”
“İslami STK’ların dışında sosyalist, marksist ve ateist düşünceye sahip yardım severler varsa görmeye duyurmaya hazırım”
Deprem bölgesinde İslami STK’ların çalışmalarının takdire şayan olduğunun altını çizen Göktaş, “Gezerken beraber olduğum arkadaşlara; deprem bölgesinde özellikle İslami STK’ların dışında kim varsa Allah için onları bulup tebrik edeceğim. Onlarla konuşup onları ben duyuracağım. Dindar insanlara duyuracağım. Diyecektim ki ‘Ey dindar insanlar kendinizi bir şey zannetmeyin bakın işte şurada şu sosyalist, marksist ve ateist düşünceye sahip yardım severler var. Kendinizi bir şey zannetmeyin’ diyecektim. İnan aradım ama bulamadım. Eğer çağırır ve haberdar ederlerse ‘gel hoca sen sadece kendi adamlarını görüyorsun gazete, dergi ve televizyonunu düşünüyorsun bak bizde şurada binlerce insana yardım ediyoruz.’ deseler oraya giderim. Burada Müge Anlı ve dostlarının aş evini iki yerde gördüm. Sevindim ve tebrik ettim. Böyle şeyler varsa görmeye duyurmaya hazırım.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye 6 Şubat 2023’ten sonra bambaşka bir ülke olmalıdır”
Son olarak musibetlerden dersler çıkarılması gerektiğini belirten Göktaş, “Belki benimkisi biraz ütopik olabilir ama biz beklemediğimiz kadar çalışmalar gördük. Sadece binaları yenilemek değil. Bu binaları yıkıp yeniden yapmak yeterli değil. Binaların eskisinden güzel olması lazım. Sadece binamız değil biz de hepimiz ahlaken ilmen atılımlar yapmamız lazım. Bilimsel olarak da atılımlar yapmamız lazım. Birtakım bilim adamları düşünmelidir anlatılanlar değil daha da güzel projeleri olması lazım. Bu işin erbabı değilim ama okuduğuma göre Almanya yerle bir olmuş. İkinci dünya savaşından sonra Japonya yerle bir olmuş. Ciddi bilim adamları bir araya gelmişler 1950 yılında ciddi anlamda düşünmüşler ve kendilerine göre bir çizgi belirlemişler. Madem ki Almanya yerle bir edildi ve nasıl ki bugünkü seviyeye gelmişse bu milletin, Müslümanların buna benzer çok ciddi projeler ortaya koyması gerektiğine inanıyorum. Bilim adamları bu anlamda büyük devrimler yapmalıdır. Türkiye 6 Şubat 2023’ten sonra bambaşka bir ülke olmalıdır. Ahlakıyla, edebiyle, tüccarıyla, inşaatçısıyla, teknolojisiyle ve her şeyiyle öyle ki bu tecrübeden sonra biz yüzümüzün akıyla bu depremden çıkarsak bunun anlamı 85 milyon olarak dünyanın her yerine ilk önce varacak olandır. Hazır tecrübe eğer biz kazanırsak Allah’ın izniyle dünyanın neresinde bir bela ve afet varsa ilk ulaşacak olan Türki’yedir.” şeklinde belitti.
Kaynak:GuneydoguGuncel