Toplumun Ahlak Savaşı
Toplumun Ahlak Savaşı
Merhaba sevgili okur; bugün siz değerli okurlarıma günümüz ahlak anlayışı üzerine birkaç kelam edeceğim. Bunun için öncelikle ahlak kavramına açıklık getirmekte fayda vardır.Ahlak; bireyin toplum içerisinde hal ve hareketlerini, adab-ı muaşeretini düzenleyen kurallar bütünüdür.
Bir bakıma “TAKVA” demekte doğru olur. Ahlak; her ne kadar toplumdan topluma değişkenlik göstermiş olsa bile genel kabul görülen ve kaynağı semavi din olan ahlak anlayışı tüm toplumlarda ilke kabul görülmüş ve bu toplumların düzenini sağlayan yegane kural olmuştur. Anadolu toplumunda tarih boyunca ahlak anlayışı her zaman ön planda tutulmuştur. Örf, adet ve törelerini ahlak ve din kaideleri üzerine inşa etmişlerdir.Böylece ahlak toplumda dil, din, devlet ve birey olmuştur. Etik kural ile bir pusula haline gelmiş ve rotası buna göre belirlenmiştir. Anadolu toplumunun sosyal sermayesi haline gelen ahlak; akıl ile bilimde ilerleme sağlamış, bireysel mutluluk gereksinimi buna bağlı gelişmiş ve böylece toplumun müreffeh düzeyi artmıştır.Günümüzde ahlak kavramından bahsetmek artık mümkün değildir. Günümüz modern ahlakla beraber teknolojinin getirmiş olduğu yeniliklerle özünden sıyrılmış, ağır bir tahribat yaşayarak inanılmaz derecede gerileme kaydetmiştir.Sosyal ahlakın tamamen bozguna uğradığı, modern çağda despotluğun, nepotizmin ve psikolojik çöküntünün baş gösterdiği bu zorlu dönemde; şiddet olayları, terör, uyuşturucu, fuhşiyat gibi toplumun değerlerine aykırı gelişen sorunlara mahal vermiş ve insanların melankoli bir duruma maruz kalmasına sebep olmuştur.
Hal böyle olunca toplumsal birleşme ile ilerleme sağlanamamış, vicdan ve ar yani ahlak olmadığı için eşitsizlik ve adaletsizlik ortaya çıkmış, böylece toplumun bir kesimi ezilerek fakirleşmiş diğer bir kesimi ise zenginleşerek toplumsal tabakalaşmaya neden olmuştur. Buna bağlı olarak modern köle anlayışı hakim olmuş ve yozlaşma başlamıştır. Toplumsal tabakalaşmayla başlayan bu ayrışma; Varna ve Jati kavramlarını ortaya çıkararak insanların tiran duygularının çoğalmasına buna amil olarak idefiks davranışlar sergileyen, lümpen karakterlere bürünen, fodul ve hodbin kişiliklerin oluşmasına, son derece içtimai bir evrime sebebiyet vererek kendi değerlerinden uzak, empati duygularını yitiren, sosyal ağlar ve medyaya bağımlı hale gelen buna bağlı olarak cüz-i iradesini kaybeden bireylerin çoğalmasına sebebiyet vermiştir. Modern ahlak döneminde; fitne, fesatlık, duyarsızlık, hak ve adaletin ayaklar altında ezildiği, üç papaz ve üç maymunun popüler olduğu bir dönemin yaşandığı, yetimin ve yoksulun itilip kalkıldığı, zulmün meşrulaştığı ve hak yiyenlerin omuzlarda gezdirildiği, sürü psikolojisinin hakim olduğu bir toplum meydana gelmiştir.
Üzerinde durmamız gereken bir sürü sorunumuz, çözümü ivedilik gerektiren onlarca meselemiz vardır. Ahlak ve etik kuralları anlamlarını yitirdiği için bu dönemde toplumsal dizaynı sağlayamamaktayız ve bu nedenle ağır bir yara almış gemimiz hızla batmaya doğru yol almıştır. Ahlakı namustan ibaret sayacak kadar körelmiş, vicdansızlığı, zulmü meşru görecek kadarda gaddarlaşmışız.
Üstün ahlak seviyesine nasıl erişebiliriz?Belki de kendimize ve topluma sormamız gereken ilk soru bu olsa gerek. Peki bu mümkün mü?Temiz bir toplumun inşası özüne dönmekle, septik ve önyargı düşüncesinden kurtulmakla, empati duygusunu geliştirmekle, etik kurallara riayetle, patolojik olan bu parazitten yüce Allah’ın kelamlarında buyurduğu gibi;
“Onu (nefsini) arındıran kurtuluşa ermiştir. Onu (küfür ve masiyetle) örtüp gizleyen de zarar etmiştir. (Şems süresi 9-10. ayetler)“Muhakkak ki felah bulanlar nefislerini tezkiye edenlerdir. Hüsrana uğrayan ise dessa-ha olanlardır.”şiarı ile hareket etmekle mümkün hale gelecektir. Ahlak imanla mümkündür, imanı olmayanın ağababası şeytandır. Şeytan ki kötülüktür. Kim şeytani nefsini köreltip rahmani nefsini güçlendirirse şüphesiz felaha erişip üstün ahlakla şereflenecektir.
Asıl şeytani olan, uyuşturucu ve terörizm kadar etkili olan medya ve sosyal ağların yanlış kullanılması ve yalan haberleri yaymasıdır.ahlaki erozyon ve dejenerasyon ile sosyal ağların amacı dışında pesimist ve çıkarcı şahıslar tarafından kullanılması ve toplumda ahlaksızlığın hızla artmasına sebep olmuştur.Tezatlık olan bu durumun vahim karşılığı “halkın teknoloji çağında daha ahlaklı, bilgili ve kültürlü olması gerekirken aksine cahil kalmışlık söz konusu olmuştur.” Maneviyatın gelişememesi maddiyatın çöküşünü getirir.”Ahlakın dirilmesi halk-devlet ayrımı yapmadan, devleti oluşturan olgunun halk olduğu bilincini yaratmakla, Anadolu kültür ve adabını(ahlak) ve islam dini hukukunu yani kuranı yaşamakla, takva ehli olmakla mümkün hale gelecektir. “Nadan komaz ki merdumi dana huzur ede” demiş üstad Baki.Bugün en büyük cahil okumamış olan değil, ahlaktan yoksun olan bireylerin yetişmesidir. Nasıl ki uyuşturucu madde kullanan birinin vücudu en ağır şekilde tahribata uğrayarak çürümeye yüz tutuyorsa aynı şekilde fikirsel anlamda ahlaktan uzak bir neslin yetişmesi de çürüyüp yok olmaya mahkum olacaktır. Ahlaktan yoksun olan türedi tiplerin çoğalması toplumu yaşanmaz bir hale getireceği gibi önüne geçilemez sorunları da beraberinde getirecektir. Bir toplumun yükselmesi içtimai hayatın gelişmesiyle mümkündür. Sürü psikolojisiyle hareket etmek beşer olduğunu, üstün insan psikolojisiyle hareket etmek ise insan olduğunu gösterir.
Saygı ve sevgilerimle TAHİR MİROĞLU
Kaynak: TuraninsesiRead More
- İki akaryakıt tankeri çarpıştı: 6 yaralı - 08/01/2025
- HÜDA PAR Milletvekili Demir: LGBT propagandası yasaklanmalı - 08/01/2025
- “Aşkın Dünkü Çocukları” 31 Ocak’ta vizyonda! - 08/01/2025
Kandilli son depremler listesi için TIKLAYIN
AFAD son depremler listesi için TIKLAYIN
DEPREM iLE iLGiLi HABERLER
CANLI SKOR