2024’ÜN HUKUKİ VE MAGAZİNSEL Z RAPORU
2024’ÜN HUKUKİ VE MAGAZİNSEL Z RAPORU
Baba tarafı sanayici de olsa annesi uzun yıllar esnaflık yapmış bir annenin evladı olarak Z raporu kasayı kapatırken muhakkak alınır bilirim. Neden magazin dünyasının Z raporunu almayalım hatta birlikteliğimiz uzun yıllar devam eder ise bu bizim aralık son haftası geleneğimizin ilk yazısı olmasın? O zaman birinci “Hukukkolik” yıllık Z raporuna başlıyoruz:
OCAK:
Ocak ayı ruhen ve müzikal anlamda yüksek dozda ‘Rock Star’ımız olan Teoman ile ilgili….
Bir hayranının ısrarlı takibine maruz kalan şarkıcı sonunda isyan etmiş. Savcılığa suç duyurusunda bulunan ünlümüz oldukça haklı ve kanuni yola başvurması da oldukça elzem. Çünkü obsesyon sahibi kişiliklerin yapabilecekleri hele ki psikoz da mevcut ise oldukça tehlikeli olabiliyor. Türkiye’de de taciz boyutunu da aşan nitelikte ısrarlı takip TCK 123 ile cezalandırılmakta. Suç duyurusunda bulunmasının ardından sürecin Teoman’ın hukuki haklarının korunan nitelikte sonuçlandığını temenni ediyorum zira bu durumun nasıl sonlandığına dair haber bulamadım.
Bir diğer haberimiz ise Ece Ronay’dan gelmekte; boşanmalar sonucu eşlere uzaklaştırma talebi oldukça sık başvurulan bir önlem. Bu önlem ölüm tehdidi var ise boşanma davası açıldığında hatta dava açılmasına gerek kalmaksızın aile içi şiddet sebebiyle dahi mahkemenin uygun görmesi üzerine verilebilir. Haberimiz Ece Ronay’ın eski eşi Mehmet Bilir’im 3 gün tayzik hapsi yattığını bildirmekte. Yani eski eş Mehmet bey, Ece hanımı uzaklaştırma emrinin kendine tebliğ edilmesine rağmen rahatsız etmeye devam etmiş buna dair itirazı kanıtlarıyla mahkemeye bildiren Ece hanım emre uyulması için tayzik hapsi talep etmiş. Süreci haber içerisinde kısaca anlatabildiğimi düşünüyorum. Ece Hanım’a geçmiş olsun diyor ortak çocukları olduğundan evlilik birlikleri devam etmese dahi ortak çocuklarına ebeveynlik görevleri ömür vefa ettiği sürece devam edeceği için uzlaşma sağlamış olduklarını düşünmek istiyorum.
ŞUBAT:
Şubat ayında tahliye davalarına konu olmuş gündemimiz; kamu oyunda ‘Pucca’ lakabı ile tanınan Selen Pınar Işık ev sahibinin kendisini sosyal medya platformlarından evini kötü kullanmak ve kira ödememek ile suçlamıştı. Bu iddiaları sosyal medyaya taşımadan kendisinin iddia ettiği ödenmeyen, kira aylarının sayısı bir hayli fazla olduğundan neden yasal olarak ihtarname çekmesi ardından kira ödeme borcunu yerine getirmeme sebebiyle tahliye davası açmadığı ve birikmiş kiralar için icra son olarak eve verdiği zarar için de dava yoluna gitmediğini anlamakta zorlansam da kiraların fahiş artışı hem ev sahibi hem de kiracıları bu sene adliyelere oldukça doldurdu. Ev sahipleri kiracıları çıkarıp yüksek fiyattan yeni kiracı için tahliyeler isterken, kiracılar konut için 5 yıllık sözleşme korumasına sığındı. Umarım 2025 kiraların daha makul olduğu ve kiracıların ödemekte zorlanmadığı ev sahiplerinin pasif gelirlerini borsa sanmadığı bir yıl olur.
Hakaret davaları zaten ünlüler arasında pek meşhur bilirsiniz. Şubat ayında da Nez ve Popstar Mehtap bu konuda bir ufak gerilmişler. Popstar Mehtap’ın bu seneye damga vuran Dilber dansını Nez’in de yapmasına tepkisi ‘Meraklıysan pavyonda çalış!’ diye olunca Nez soluğu savcılıkta almış. Soruşturma aşaması gizli olduğu ve taraflardan herhangi bir açıklama gelmediği için bir haber bulamadım doğal olarak. Lakin yerleşiş içtihat ve yargıtay’ın bakış açısının pavyon olarak adı geçen gece işletmelerinde kadınların zorla çalıştırılmadığı ve yapılan işin bedenini satma olmamasından dolayı hakaret olarak değerlendirilmediğinden suç sayılmadığı. Burada pavyon’da çalışmayı övmüyorum sakın yanlış anlaşılma olmasın sadece yasadışı bir durum ya da şerefe karşı bir olumsuzluk olarak değer kazanmayacağı tahmininde olduğumdan halk dilinde takipsizlik olarak değerlendirilen kovuşturmaya yer olmadığı kararının alındığı görüşündeyim.
MART:
Öncelikle Mart ayında atlatmış olduğumuz yerel seçimlerin sandık güvenliğini koruyan bütün meslektaşlarıma canı gönülden teşekkür ederek başlıyorum yazıma.
Onlyfans açması ve müstehcenlik iddiasıyla adliyeye yolu düşen fenomen Merve Taşkın eski sevgilisinden fiziksel ve psikolojik şiddet gördüğünü açıklayarak sevenlerini üzmüş. Ancak kendisi olayın şoku ya da düzelir ümidi ile hem ilişkisini hemen koparmamış hem de bu durumla alakalı hukuki imkanlarını da kullanmamıştır. Fiziksel şiddet gördüyseniz şikayetçi olup hemen sağlık raporu almanızı tavsiye ederim çünkü fiziksel şiddet alışkanlık yapan bir davranıştır çoğu zaman. Kelimeleri tükenince yumruklara başvurmak bir kere olduysa tekrarı yüksek ihtimal yaşanır. Ve bu konuyla ilgili son uyarım ve tavsiyem de bir çok erkek eş veya partnerlerini öldürme kastı ile ölümlerine sebep olmazlar. Kadın cinayetlerinin bir çoğu maalesef kavga esnasında yanlış bir hareket sonucu ölümle neticelenmesiyle oluyor. Bu nasıl oluyor derseniz ? Maalesef şiddetli kavgalar esnasında kafaya cisim ile sert şekilde vurmak, boynunu sıkarken nefes borusuna uzun süre ya da daha sert bası uygulamak gibi aslında temel ama can yakıp sindirerek partnerini istediği şey her ne ise ona boyun eğdirmeyi hedefleyen şiddetli eylem iken (hukuki dil ile kasten yaralama suçu) neticesi sebebiyle ağırlaşmış bir suç halini alıyor. O sebeple hemcinslerim; şiddetin bir keresi yoktur, şiddet uygulayandan uzaklaşmak vardır ve sadece bu vardır buna rağmen ısrarlı takip ya da tehlike devam ediyor ise hak vardır hukuk vardır korkmayınız devlete sığınınız.
NİSAN:
Kişisel olarak çok sinirlendiğim bir olayla devam ediyorum. Malumunuz Kadir Ezildi nişanlandı ve nişanlısı benim rahmetli anneannem, babaannem gibi başörtülü bir kadın. Bu dini inanç sebebiyle kişinin modasal kaygısından ziyade psikolojik olarak oldukça yıpranmasına sebep olabilecek bir KYKK’ya aykırılık söz konusu oldu. Kendisinin ünlü bir insanla nişanlanmak dışında hiçbir günahı olmayan bir insan olarak aile içerisinde örtünmesine herek olmayan bir toplantıda kuvvetle muhtemel kendisine saygı duyduğunu sandığı haset bir insan tarafından baş örtüsüz fotoğrafları bütün ülkeye açık aleni servis edildi. Bu konuda hukuki süreci başlattığını bildiğim Kadir Ezildi’nin konunun peşini bırakmamasını yürekten istiyorum. Ünlü insanların bu konuda ‘haber değeri taşıma’ sebebiyle bu konuda habercileri koruyan yığınla Yargıtay emsali varken hakları ihlal edildiğinde dahi sonuç alamıyor oluşunu ünlü bir insanla nişanlanmış olmanın ünlü olmak ve haber değeri taşımak anlamına gelmemesi özelinde değerlendirilerek kişisel verileri ayan beyan hukuka aykırı paylaşan program ve yetkililerine, bu görüntüyü dağıtan ve sızdıran kişinin tespiti akabinde özel hayatın gizliliğine aykırı olarak tazminat haklarını alabilecekleri bir hukuki süreç sonucu diliyorum. Geçmiş olsun Kadir Ezildi ve onunla nişanlı olmak dışında hiçbir suçu olmayan güzeller güzeli Gamze.
Son olarak Nisan ayında iki adet babalık davası gündemdeydi. Müge Anlı’ya çıkan Duygu Nebioğlu kendisi ve ikizinin Metin Akpınar’ın kızı olduğunu DNA ile de ispat ederek soybağının kurulmasına dair davası hakkında konuşmuş bir başka ablasının ise Uğur Dündar’ın kızı olduğu iddiasını dile getirmişti. Uğur Dündar’ın kızı olduğu iddiası adli tıp raporu ile red edilirken Nebioğlu’nun DNA raporunun Metin Bey’e ait olduğunu biliyoruz. Bu kısmı biraz hızlı geçeceğim fakat yeni bir bilgi de paylaşacağım. Artık çocuğun soybağı davasını sadece çocuğun yaşına gelip açması gerekmiyor. Anne de soybağının reddi için dava açabiliyor tabiiki DNA raporu ile delillendirilmesi gerekli. Anne kızıp babaya bu senin çocuğun değil diye dava açmasını istemeyiz değil mi?
MAYIS:
Seda Sayan’ın CİMER’e şikayet edilmesi ile devam ediyoruz Z Raporuna.Türk halkını ‘uyutmak’ ve aile yapısını kasıtlı olarak bozmaya çalıştığı suçlamasında bulunan vatandaş şahsen bana neden Seda Sayan’ın neden hakkedilmiş bir yerde olduğunu bir kere daha gösterdi. Toplumdaki çürüme flört yerine kapı gibi resmi nikah ile devlet nezdinde dahi meşru ilişkiler yaşayan millet kaç defa evlendi der diye gizli kaçamak yaşayıp uluorta namus satmak yerine ruhuna kalbine uygunsa aile cüzdanı ile hayatındaki insanları kamuoyuna tanıtan bu kadın olsa olsa resmi nikah ile evliliğe özendirdiği için şikayet şöyle dursun ödüllendirilmeli bile. Biz değil miyiz gündüz kuşağında mağdur binlerce kadının hukuki hak sahibi olamama sebebinin resmi nikahsız yalnızca dini nikah altında yaşamak olma hasebiyle yaşanan sefilliklere ekran başında tanıklık eden. Düşünsenize herkes resmi nikah ile haklarını korusa kimse kimseyi bu kadar kolay kapı önüne koyabilir mi? Ya da resmi evlilik dosyası kabarık değil diye hemcinsinden daha namuslu olmakla suçlayabilir mi? Bu durumda hem kadın kadının yurdudur felsefesi daha perçinlenir, hem de resmi nikah altında olmadığı için eşini ani bir şekilde kaybeden maddi kazancı olmayan kadınlar en azından dul maaşına hak kazanır. Seda Sayan’ı amiyane tabir ile yedirmem !
HAZİRAN:
Deniz Akkaya ve kızının dramı beni hem anne hem kız açısından ayrı ayrı yaralıyor. Çünkü kendim de o yaş grubunun oldukça zor olabileceğini kabul etmekteyim lakin bütün aile özellerinin bu derece medyaya dökülmesini çok iç karartıcı buluyorum. ki taraf da mağdur olduğunu sürekli anlatma derdinde ve bu süreç çok yıpratıcı. Hukuki açıdan değerlendirmem gerekirse illa çocuğun üstün yararının ebeveyn savaşlarından daha değerli olduğu kanaatindeyim. Bu noktada sınırın ergenin kendi yaş grubu ile benzer dertlere sahip olup olmadığı durumuna bakılması gerektiğini savunuyorum. Bu yaşta bir kız çocuğu annesi ve babası arasında bu kadar kalmak, kendini tercih yapmak zorunda hissetmek, hele ki ne yaşarsa yaşasın kendini dünyaya getiren annesiyle bu çekişmeleri nasıl hale yola sokacağını düşünmek yerine diğer akranlarıyla benzer dertlere sahip olmalı. Yeni yıla Ayşe için kendi yaş grubunun sahip olduğu dertlere sahip olmasını dileyerek devam ediyorum. Deniz Akkaya’nın da bekar anne olmanın yıpratıcı etkisinden sıyrılabilmesi için destek almasını ve podyumlardan tanıyıp sevdiğimiz neşeli karakterine geri dönmesini diliyorum.
TEMMUZ:
Şeyma Subaşı gizli reklam yaptığı gerekçesiyle maliye ile başı belaya girenlerden olmuş temmuz ayında. İroniktir ki doğum gününü kutladığı ayda böyle tatsız bir sürpriz ile karşılaşmış. Bakanlık sosyal medyada kazanılan vergisiz kazancın peşine düşmüş durumda. Haksız da sayılmaz fakat bu durum ünlü influencer kadar halkı da korkutmuş durumda. Sosyal medya platformunda özellikle hikaye paylaşım kısmında “Ağdacı Kadriye abla”yı bile (ismi kafadan attım tabiiki) sabah kahvesi hikayesinde ağda bezinin markası görününce reklam yazmaya itmiş olması yersiz kahkahalara gark olmuştur. Vergi yükünün ağırlığının sıklıkla konuşulduğu bu günlerde marka gözüktü diye maliyeden ceza yemek istemeyen Ağdacı Kadriye ablam ve ablalarımızı saygı ve sevgiyle kucaklıyor ve reklam yazın devletin işi belli olmaz diyorum.
AĞUSTOS:
En büyük suçları kara para aklama iddiası olan Polat Ailesi peş peşe tahliye oldu biliyorsunuz ki. Bu konuda şu an soyadını taşıdığım ailenin yıllardır yaşadığı ilde vergi rekortmeni olması sebebiyle duygularımı karıştırmadan yorum yazamayacağım. Zira kendileri vergisel bir takım olaylar diyerek vergi vermeyi küçümsemiş olmaları beni sinirlendirmekte. Bu sebeple duygusal davranıp haksızlık etmemek için kendilerinin beraat etmediğini kamuoyunun bu konuda yanlış bir algıya kapıldığını söyleyeceğim sadece. Davaları hala devam ediyor, şikayete tabi olan ve şikayetleri geri çekilen davalar müstesna olmak üzere kendileri sadece tutuksuz yargılanmakta yani herhangi bir dosyadan henüz aklanmadılar ve haklarında beraat kararı verilmedi. Bu konuda objektif kalmakta oldukça zorlandığım için yorumum bu kadar kimseye haksızlık etmek istemem.
EYLÜL:
Murat Övüç Şantaja ve tehdite maruz kaldığını açıkladı. Bu durumu yaşananın oğlu olduğunu ve kendisinden 40 bin lira istendiğinden dert yanan Övüç’ün hukuki süreci başlatıp başlatmadığını bilmemekle beraber izlemesi gereken yolu kısaca özetliyorum. TCK 106 ve 107 de düzenlenmiş olan tehdit ve şantaj suçunun somut delilleri oldukça önemli. Var olan bütün ses kaydı , mesaj ve tehdit videosu suç duyurusuna eklenmeli ve eğer şahitler mevcut ise onların ifadeleriyle hem suçun cezalandırılması hem suç sabit bulunup cezalanması ile beraber maddi manevi tazminat hakları talep edilebilmelidir. Murat Övüç ve oğluna geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
EKİM:
Ufuk Özkan ve eşi nafaka konusunda biliyorsunuz bir hayli sıkıntı yaşıyor. Mahkeme tarafından belirlenen nafakayı ödeyemeceğini belirten ünlü oyuncu aslında kadın cinayetlerinin motivasyonlarından birine de istemeden hatırlatma yapmış oldu. Ufuk Özkan bu durum için doğru bir örnek değil kendisinin eşine nafaka ödememek için öldürmek gibi korkunç bir eylem gerçekleştireceğini düşünmüyorum, lakin sistemde gerçekten tahrik olarak sayılabilecek derecede büyük bir açık mevcut. Kadının evlilik için eğitim ve iş hayatından feragati, evlilik yaşı, ortak çocuk, evlendiğindeki yaşı gibi somut verilere dayanarak gerçekçi bir nafaka sistemi yerine ucu açık ve ömür boyu tahsise imkan sağlayan bir nafaka sistemi hem adaletli değil hem de bir yıllık evlilik için uzun yıllar nafakaya hükmedilen erkeklerin nafaka borcundan kurtulmak için cinayete kadar uzanan suçlara meylettiğini maalesef biliyoruz. Kadının hukuki yararının korunması esası olması gerekirken , kediyi duvara yapıştırma psikolojisine sokan kararları engelleyecek bir düzenleme yapılması gerektiği kanaatindeyim umarım 2025 bize bu değişikliği de gösterir.
KASIM:
Bir Galatasaray’lı olarak yenge krizimizi anlatmasam olmaz. Arjantinli yıldız Icardi ve boşanma aşamasındaki eşi Wanda bacıya gelelim. Öncelikle yabancılık unsuru olması sebebiyle Arjantin’de boşanmanın yasal hüküm doğurmasının bile çok geç olduğunu anlatmak istiyorum. Çiftler 1968’den itibaren kusur göstermeden yasal olarak ayrılabilirlerdi, ancak evlilikler feshedilemezdi. Yüksek Mahkeme kararının ardından, Cumhurbaşkanı Raul Alfonsin, 1987’de boşanma tüzüğünü (Kanun 23.515) kabul etmede başarılı oldu. Karı koca arasındaki cinsiyet eşitliği de yeni yasada yer aldı. Ağustos 2015’te, aile hukukunu güncelleyen ve boşanmayı kolaylaştıran yeni bir Medeni ve Ticaret Kanunu yürürlüğe girdi. Bunun yanı sıra evlilik öncesi anlaşmaları bulunduğu bilinen çiftimiz Arjantin hukukuna göre hak gaspı var ise ‘pre-nup’ olarak geçen durum Wanda bacı için istediği milyonlarca doları alamaması ile sonuç doğurabilir. Anlaşmalı boşanma ise Türkiye’de de olduğu gibi mümkün umarım çekişmeli bir davaya dönüp yıldız golcümüzü çok üzmeyen bir süreç gerçekleşmez.
ARALIK:
Şarkıcı Ebru Polat magazini takip edenlerin malumu üzere aynı zamanda hukuk fakültesi mezunu bir avukat. Meslektaşım mesleğe geri döner dönmez kendi adını güven sağlamak amacıyla kullanan maddi çıkar amacı ile kurulmuş bir örgüte savaş açtı. Dosya şu an soruşturma aşamasında olduğundan soruşturma gizliliğini ihlal etmemek amacıyla çete hakkında bilgi veremiyorum lakin Av.Ebru Polat konu hakkında suç duyurusu yaptıktan sonra kendisine sosyal medya kanalıyla ulaşan yüzlerce mağdur var. Savcılık iddianameyi yeni mağdurlarla soruşturmayı derinleştirerek devam edecektir ama özetle sistem ünlü isimlerin kendilerine destek verdiği iddiası ile güven kazanarak evde sabun paketleyip ek gelir elde edebileceklerine dair inşaları dolandırmak. Mesleğe döner dönmez ilk icraatının evine üç kuruş helalinden para getirmek olan insanların hayallerini söndüren vicdansızlara savcı olan Ebru Polat’a adının kullanılmasının KYKK kapsamında da kendi hukuki hakkına saldırı teşkil edip kendisinin de mağdur edildiğini naçizane hatırlatır kendi hakkını da korumasını ve bu çeteyi çökertmiş oluşunu bir basın toplantısıyla duyurmasını keyifle 2025’te izlemek arzusundayım.
*************
Ünlüler dünyasından bu sene serpme Z raporumuzu bu şekilde çıkardım. Kendisi magazinel bir şahıs olmasa da davanın kamuoyuna mal olması sebebiyle Narin Güran davasıyla alakalı da birkaç kelam etmek isterim. İlk derece mahkemesinin istinaf yolu açık kararının 4 sanık açısından da iştirak halinde cinayet olmasını çok arzu ederdim. Lakin İtirafçı Nevzat olarak andığımız sanığın sadece suç delillerini gizlemekle ceza almış olması cinayetin işlendiği zamanın tam bilinememesi ve otopsi sonuçlarında saklandığı yer sebebiyle ölüm saatini belirlemenin imkansız olması olduğunu tahmin ediyorum. Şüpheden sanık yararlanır ilkesi sebebiyle Sanık Nevzat ikrarı ile de sabit olan suç delillerini saklama ve değiştirme suçunu evet işlemiştir. Ancak cinayete iştirak ettiğine dair yeterli somut kanıt olmaması şüpheden sanık yararlanır ilkesini devreye sokmuş mahkemede bu kararı hükme bağlayan hakimin de güle oynaya değil hukuki ilkelere bağlı kaldığı için mecburiyetten verdiğini yazmak istiyorum.
Ne sene geçirmişiz sevgili okuyucular, 2025 yılının sağlık, mutluluk ve başarı getirmesi gibi klasik dileklerin yanında insana, doğaya ve hayvana daha şefkatli yaklaştığımız, güçlünün değil adaletin tecelli ettiği, özgürlüklerin sınırının başkasının kişisel alanını gasp etmemek olarak anlaşıldığı bu kişisel alanın ‘ben mini etek giyen kadın görmek istemiyorum ! bu alanımı işgal !’ demek olmadığının da anlaşıldığı ya da dön tersine ‘çarşaf giyemezsin yallah Arabistan’a.’ Sığlığı da olmadığı ve bu temel hak ve özgürlüklerin laik , demokratik hukuk devleti güvencesinde olduğu bir yıl dileğiyle.
Kaynak: MagazinKolik.Com Read More
- Murat Övüç… UÇAKTA TÜRBAN TAKTI ! - 02/01/2025
- ‘Didem Arslan Yilmaz’la Vazgeçme’… 1000. BÖLÜMÜNÜ KUTLADI! - 02/01/2025
- Kars’ta dehşet anları: İki minibüs çarpıştı, çok sayıda yaralı var! - 02/01/2025